Modern yaşamın hızlı temposuna rağmen, Diyarbakır’ın dar sokaklarında geçmişin izlerini taşıyan sahnelerle karşılaşmak mümkün. Başlarında ekmek tepsileriyle yürüyen kadınlar, kentin kültürel belleğinde önemli bir yer tutan bir geleneği yaşatmaya devam ediyor.
Evde hamur yoğurup mahalle fırınına götürme geleneği, bir zamanlar Türkiye’nin dört bir yanında yaygındı. Ancak günümüzde bu pratik, sadece bazı semtlerde yaşamaya devam ediyor.
Özellikle Diyarbakır’ın kenar mahallelerinde sabahın erken saatlerinde başlayan bu rutin, yalnızca bir üretim süreci değil, aynı zamanda toplumsal dayanışmanın da bir parçası.
SAĞLIKLI, EKONOMİK VE DOĞAL
Eskiden zorunluluk olan bu yöntem, artık ekonomik açısından yeniden tercih ediliyor. Ekmek fiyatlarının yükselmesi, insanları kendi ekmeğini yapmaya yöneltiyor.
Evde hazırlanan hamurda kullanılan un, tuz, maya ve diğer malzemeler tamamen kişinin kontrolünde oluyor. Böylece katkı maddesi içermeyen, doğal ve sağlıklı ekmekler hazırlanabiliyor. Ayrıca gıda güvenliğine duyulan endişeler nedeniyle birçok aile, kendi yaptığı ekmeği daha güvenli buluyor.
MAHALLE FIRINLARI DAYANIŞMANIN SEMBOLÜ
Mahalle fırınları sadece ekmek pişirme alanı değil, aynı zamanda komşuluk ilişkilerinin ve sosyal hayatın merkezi hâline geliyor. Fırıncılar, mahalleli kadınların getirdiği hamurları özenle pişiriyor. Sıcacık ve taze çıkan ekmekler, fırının önünde kısa süreli bir buluşma ve sohbet ortamına dönüşüyor.
BİR KÜLTÜRÜN, BİR KİMLİĞİN İFADESİ
Omuzlarında tepsilerle yürüyen kadınlar, sadece ekmek taşımıyor. Onlar aynı zamanda bir kültürün, bir yaşam tarzının ve bir direnişin temsilcileri.
Bu görüntüler, hızlı tüketim alışkanlıklarının egemen olduğu günümüzde, yavaş ve bilinçli bir yaşam biçiminin de simgesi.