Türkiye’nin en görkemli tarihi yapılarından biri olan Diyarbakır surları, sadece askeri ve mimari özellikleriyle değil, taşıdığı sembollerle de gizemli bir geçmişi gözler önüne seriyor.

Prof. Kenan Haspolat tarafından yapılan araştırmalara göre, MS 349 yılında ilk sur hattında tam 72 burç bulunduğu bildirildi. Bu sayının, tesadüf olmadığı, Hristiyanlığın ilk havarileri olan 72 kişiyi temsil ettiği ileri sürüldü.

Günümüzde 83 burçla çevrili olan Diyarbakır surlarına daha sonra 11 burç eklendiği ifade edilirken, ancak orijinal yapıdaki 72 burçluk düzenin, birçok tarihçi ve araştırmacının dikkatini çektiği bildirildi.

Diyarbakır takımı şampiyonluğa ulaştı
Diyarbakır takımı şampiyonluğa ulaştı
İçeriği Görüntüle

KAPILARDAKİ SİMGELER TARİHİ KODLUYOR

Diyarbakır surlarında bulunan dört ana kapı – Mardin Kapı, Rum Kapı, Dağ Kapı ve Yeni Kapı – halk arasında sadece geçiş noktaları değil, aynı zamanda kutsal anlamlar taşıyan yapılar olarak biliniyor.

Anlatılanlara göre, bu dört kapı, Hristiyanlık inancında önemli yere sahip dört İncil yazarı adına yapıldığı, özellikle Rum Kapı üzerindeki öküz başı kabartmasının dikkati çektiği belirtilerek, ''Bu sembol, İncil yazarı Marcus’un sembolü olarak Hristiyan ikonografisinde sıkça kullanılıyor'' deniliyor.

GEZGİNLER DE KAYIT ALTINA ALDI

Diyarbakır’ın tarihine ışık tutan manevi simgelerin kenti ziyaret eden yabancı seyyahların da ilgisini çektiği kaydedilerek, Fransız gezgin Jean-Baptiste Tavernier, İngiliz seyyah James Silk Buckhinham ve ünlü tarihçi Lord Kinross'ın, eserlerinde Diyarbakır surlarındaki sembollere özellikle dikkati çektiği belirtiliyor.

Buckhinham, surlardaki burç ve kapıların sadece savunma değil, sembolik anlamlar da taşıdığını belirtirken; Kinross, Diyarbakır’ı “kültürlerin buluştuğu kutsal taş şehir” olarak tanımladığı ifade ediliyor.

DİYARBAKIR'IN TAŞLARINDA GİZLİ TARİH

Diyarbakır surlarının sırlarla örülü tarihinin, bugün hâlâ tam olarak çözülemediği, ilk yapımındaki 72 burç ve dört İncilciye atfedilen kapıların, bu yapının sadece bir savunma duvarı olmadığını gösterdiği kaydediliyor.

Arkeologlar ve tarihçiler, gelecekte yapılacak detaylı araştırmalarla bu sembollerin gerçek anlamlarını ve tarihî bağlarını daha açık bir şekilde ortaya koymayı hedefliyor.

Diyarbakır’ın surları, sadece taş değil; bir zamanlar yaşanmış inançların, kültürlerin ve sırların sessiz tanıkları olarak yükselmeye devam ediyor.

Kaynak: Prof. Kenan Haspolat