Tarihi kaynaklarda yer alan bilgilere göre, Diyarbakır’ın tarihine ışık tutan en dikkati çekici detaylardan biri, Urfa Kapısı’nın hemen yanında bir dönem var olan “Beni Meryem” adlı Rum kilisesi olduğu bildirildi.
Bu kutsal yapının, kilise geçmişinin yanı sıra bölgeye ve şehre “Diyaru’l‑bakire” adıyla yeni bir kimlik kazandırdığı ve nihayetinde Cumhuriyet döneminde “Diyarbekir” ismini aldığı kaydediliyor.
İstanbul, Şam ve Kahire arşivlerinden derlenen bilgiler ise kilisenin anlamını, kuruluşunu ve önemini daha büyük bir panorama içinde gün yüzüne çıkarıyor.
KİLİSENİN ORTAYA ÇIKIŞI VE ADININ ANLAMI
Urfa Kapısı’nın az ilerisinde muhafaza edilen eski haritalarda, büyük bir ''Rum kız kilisesi'' olarak tanınan Beni Meryem Kilisesi’nin izlerinin sürülebileceği ifade edilirken, Arapların bölgeyi fetih ettiği dönemde, bu yapının bakir kadınların ibadet yeri olarak anılır ve “Diyaru’l‑bakire” yani “Bakirelerin yeri” anlamına gelen Arapça bir isim kazandığı belirtiliyor.
Tarihi, kaynallarrda; ''Zamanında burası, kadınların dini merasimlerini icra ettiği bir merkez olmuştur'' deniliyor.
ARŞİV BELGELERİNDEN YANSIMALAR
Osmanlı arşivlerinde kiliseye dair keşifler şu unsurları içeriyor:
''1770’ler: Şam vilayetine gönderilen resmi yazışmalarda Beni Meryem adıyla bir yapının varlığı teyit edilmiştir.
1830’lar: Yapı, Vakıflar Genel Müdürlüğü envanterine kilise statüsünde kaydedilmiş, yerel nüfus kayıtlarında ise 'bakireler bölgesi' olarak kayıtlıdır.
1910 civarı: Tanık ifadelerinde yapı yıkılmaya yüz tutmuş, bir süre deprem ve ihmalle harabe haline gelmiştir.
Yapı, o dönemki sakinlerin ifadelerine göre bir dönem külliye görünümünde, avlulu, revaklı bir komplekstir.''
"DİYARU'L‑BAKİRE"DEN “DİYARBEKİR”E
Kilise civarına verilen “Diyaru’l‑bakire” adı, semtin ve civardaki mahallelerin dilde kalıcılaşmasını sağladığı kaydedilerek, yüzyıllar geçtikçe bu ismin yerleştiği ve halk arasında “Diyar-ı Bekir” biçiminde sesleniş kazandığı, nihayetinde 1923 sonrası devlet kayıtlarına “Diyarbekir” olarak geçtiği bildiriliyor.
UYARILAR VE KORUMA İHTİYACI
Günümüzde Urfa Kapısı çevresinde herhangi bir kalıntının doğrudan “Beni Meryem Kilisesi” olarak teşhis edilemediği de belirtilirken, yapı temelleri ve tarihi haritalardaki işaretlere göre kalıntıların hâlâ bulunduğu ifade ediliyor.
SONUÇ: TARİHİ BENZERSİZ BİR MİRAS
500 yılı aşkın geçmişiyle Beni Meryem Kilisesinin, Diyarbakır’ın kadınlar, ibadetler ve kentsel kimlik ekseninde iz bırakmış sembol bir yapı olarak öne çıktığı da belirtilerek, bu hikâyenin yalnızca bir kilisenin mirası değil, aynı zamanda dönemin toplumsal yapısına dair benzersiz bir pencere sunduğu açıklanıyor.