Erbek, konuşmasında fakültenin fiziksel yetersizliklerinden, bazı öğretim üyelerinin etik dışı davranışlarına ve intörn doktorların yaşadığı sorunlara kadar pek çok konuya değinen Erbek, salonda adeta buz gibi bir hava estirdi.

Amespor'dan Rojbin Baran'a hediye
Amespor'dan Rojbin Baran'a hediye
İçeriği Görüntüle

Üst düzey protokol sessiz kaldı, Dekan sahip çıktı

İl Sağlık Müdürü, Rektör, Dekan, Başhekim ve diğer yöneticilerin hazır bulunduğu törende, Dr. Erbek’in cesur açıklamaları karşısında üst düzey yöneticiler sessiz kalmayı tercih etti. Ancak Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sabahattin Hoca, Dr. Erbek’i sahiplenerek eleştirileri tek tek not aldı ve gelecek mezuniyet törenine kadar çözüm sözü verdi. Bu yaklaşım, törendeki katılımcılardan takdir topladı.

“Binalarımız bu yükü taşımıyor, eğitim kalitesi düşüyor”

Konuşmasının başında fakültenin fiziki eksiklerine dikkat çeken Dr. Erbek, şunları söyledi:

“Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, köklü bir kurum olmasına rağmen, binalarımız artık bu yükü taşıyamıyor. Özellikle sınav zamanlarında kütüphanede yer bulamamak, vizitlerde hasta odasına 20 kişi girip hocalarımızın sesini dahi duyamamak eğitim kalitemizi düşürüyor. Fakültemizin fiziksel koşullarının iyileştirilmesi; daha çok çalışma alanı, daha küçük klinik gruplar, daha işlevsel bir ortam sağlanması bir lüks değil, bir gerekliliktir.”

“İntörnler yalnız bırakılıyor, eğitim yerine angarya yükleniyor”

İntörn doktorların sahadaki sorunlarını da gündeme taşıyan Erbek, şu ifadeleri kullandı:

“İntörn doktor iken yeterli destek görmeden ve çoğu zaman yalnız bırakılmamızın moral ve motivasyon üzerindeki etkisini derinden hissettik. Barkod basmak, getirip götürmek, kapıda sekreter gibi hasta çağırmak, laboratuvara numune taşımak, personelin imtina ettiği işleri halletmek, hasta taşımak, acilde 16 intörn hekime dinlenmek için bir tane koltuğun reva görülmesi gibi durumlar eğitim sürecimizin önüne geçti ve sahaya hazırlanmamızda ciddi eksiklikler yarattı.”

“Bazı personel ve hocalar öğrenci sorunlarına kulak tıkıyor”

Dr. Erbek, yardımcı sağlık personeli ve bazı öğretim üyelerinin öğrencilere karşı tutumunu da açıkça eleştirdi:

“Yardımcı sağlık personeline kalıcı gözüyle bakıp stajyer, intörn hekimlere yapılan hadsizliklere ve saygısızlıklara göz yuman, ameliyathanelerdeki vakalara bile girişimizde karar mercisiymiş gibi davranan personel ve hemşirelere sesini çıkarmayan, personeli can kulağıyla dinleyip öğrencilerinin sıkıntılarını yok sayan hocalarımıza ve asistanlarımıza teşekkür etmiyorum.”

“Maddi çıkar uğruna etik dışına çıkan hocalarımız da oldu”

Mesleki etik konusuna da değinen Erbek, fakülte içinde rol model olan hocalar kadar, çıkarlarını öne koyanları da gördüklerini vurguladı:

“İyi bir hekim olma idealiyle yürüdüğümüz bu yolda bize iyi rol model olan değerli hocalarımızın yanı sıra, üzülerek değiniyorum ki maddi çıkarları nedeniyle mesleki ahlak ve etik ilkelerinden uzaklaşmış hocalarımızın da olduğuna şahit olduk.”

“Sağlıkta şiddet artık sıradanlaştırılamaz”

Dr. Erbek, sağlıkta şiddete de dikkat çekerek sözlerini şöyle noktaladı:

“Mesleğimizi icra ettiğimiz süreçte yalnızca çalışmadık, aynı zamanda şiddetin her türlüsüyle karşılaştık. İnsan hayatını kurtarmaya çalışan bizler, sözlü ve fiziksel saldırılara maruz kaldık. Ülkemizin aydın yüzlerinin yaşadığı bu sorun artık sıradanlaştırılamaz. Sağlıkta şiddet bir güvenlik sorunudur ve acilen durdurulmalıdır.”

Muhabir: HABER MERKEZİ