Diyarbakır, sadece tarihi surlarıyla değil, aynı zamanda Anadolu'nun en köklü çini sanatlarından birine ev sahipliği yapıyor.
Akkoyunlular dönemine uzanan bu zengin sanat mirası, klasik Osmanlı çiniciliğiyle benzerlikler taşısa da, kendine has motif ve renk anlayışıyla dikkati çekiyor.
Bölgedeki çinicilik özellikle İznik etkilerini yansıtsa da, Diyarbakır’a özgü desenler ve figürlerle farklı bir estetik oluşturuyor.
Bu özel çini üslubunun izleri Diyarbakır’daki önemli yapılar üzerinde halen görülebilir. Safa Camii, Nebi Camii ve Osmanlı dönemi eseri olan Ali Paşa Camii, bu sanatın nadide örneklerini günümüze taşıyor. Söz konusu çinilerin üretildiği çini fırınlarının konumu da tarihçiler için oldukça dikkat çekici.
Araştırmalara göre, bu fırınlar Fatih Paşa Camii ile Nasuh Paşa Camii arasında, Zincirkıran Türbesi civarında yer almaktaydı.
KÜDÜS VE ÜRDÜN’DEKİ TÜRBELERDE DİYARBAKIR İZLERİ
Diyarbakır çiniciliğinin etkisinin yalnızca şehir sınırlarıyla sınırlı kalmadığı belirtilerek, Konya Karatay Müzesi'nde sergilenen ve mavi fon üzerine işlenmiş siyah çift başlı kartal figürü taşıyan çininin, Diyarbakır sanatının sembollerinden biri olarak öne çıktığı belirtiliyor.
Uzmanlara göre, bu figürün Akkoyunlu estetiğinin çini yüzeyine yansımış en dikkati çekici örneklerinden biri olduğu ifade ediliyor.
Tarihi kaynaklarda yer alan bilgilere göre, Kudüs ve Ürdün topraklarında yer alan kutsal mekânlarda da Diyarbakır imzası taşıyan çiniler bulunduğu belirtilerek, ''Kudüs’te bulunan Hz. İbrahim Türbesi ile Ürdün sınırında yer alan Hz. Musa Türbesi’ndeki çini süslemeler, uzmanların görüşüne göre Diyarbakır çini ustalarının eserleri. Bu bulgular, bölgenin tarihsel sanat etkisinin ne denli geniş bir coğrafyaya yayıldığını bir kez daha gözler önüne seriyor'' deniliyor.
TARİHİ SANATTA YENİ BİR KAPININ ARALANIŞI
Sanat tarihçisi Evren Daşdağ’ın çalışmalarına göre, bu çinilerin yalnızca dekoratif unsurlar değil; dönemin kültürel, dini ve siyasi anlayışlarını da yansıtan semboller olduğu belirtilerek, özellikle kartal figürü gibi ikonik motifler, hem güç hem de koruma temalarını işlerken, aynı zamanda bölgenin kimliğini sanata dönüştürdüğü kaydediliyor.
Diyarbakır çiniciliği üzerine yapılan yeni araştırmaların göre, Anadolu'da unutulmuş birçok sanat dalının gün yüzüne çıkmasına katkı sağladığı ifade edilerek, Kudüs ve Ürdün’deki bu keşiflerin, sadece sanat dünyasında değil, arkeoloji ve kültürel miras alanlarında da heyecan yarattığı bildiriliyor.