Bu oran, kent merkezine sağlanan toplam içme suyunun yaklaşık yüzde 3,7’sine denk geliyor. Uzmanlara göre bu durum, içme suyu kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor.
İÇME SUYU BAHÇEDE TÜKETİLİYOR
DİSKİ Abone İşleri Daire Başkanı Uğur Özer, söz konusu tüketimin içme suyuna yönelik ciddi bir israfı işaret ettiğini belirtti. Bahçelerin sulanması ya da havuzların doldurulması gibi amaçlarla arıtılmış içme suyunun kullanılması, hem kaynakları tüketiyor hem de altyapı üzerinde baskı oluşturuyor. Özer, bu durumun önüne geçmek için çeşitli alternatif çözümler sunduklarını ifade etti.
YAĞMUR SUYU TOPLAMA VE GERİ DÖNÜŞÜM ÖNERİSİ
Uğur Özer, özellikle site yönetimlerinin su tasarrufu bilinciyle hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Çatı yüzeylerinden toplanan yağmur sularının uygun filtreleme sistemlerinden geçirilerek yeniden kullanılabileceğini söyledi. Bu yöntemle bahçe sulama ve havuz suyu ihtiyacı, arıtılmış içme suyu kullanılmadan karşılanabilir.
Özer, mevcut havuz sularının da periyodik olarak filtrelenip dezenfekte edilerek yeniden dolaşıma sokulabileceğini aktardı. Bu sayede hem buharlaşma yoluyla su kaybı azaltılabilir hem de toplam tüketim önemli ölçüde düşürülebilir.
YAPTIRIMLAR GÜNDEMDE
DİSKİ yetkilileri, tüm bilgilendirme ve uyarılara rağmen önerilen uygulamaları hayata geçirmeyen site ve tesis yönetimlerine yaptırım uygulanacağını açıkladı. Ancak Özer, kurum olarak önceliklerinin ceza değil; toplumsal bilinçlenme ve teknik çözüm önerileri olduğunu dile getirdi.
KAYNAKLARIN KORUNMASI TOPLUMSAL SORUMLULUK
Uzmanlar, Türkiye gibi su stresi altındaki ülkelerde, özellikle içme suyu kaynaklarının yalnızca temel yaşam ihtiyaçları için kullanılması gerektiğini hatırlatıyor. Bahçe sulama gibi ikincil amaçlarla alternatif su kaynaklarının değerlendirilmesi, sürdürülebilirlik açısından zorunlu hale geliyor.
DİSKİ'nin çağrısı, sadece kurumlara değil tüm vatandaşlara yönelik. Kurum, doğal kaynakların korunması konusunda herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini ve bu konunun bireysel tercihlerle değil toplu çabalarla yönetilebileceğini vurguluyor.