Diyarbakır’da ulaşım deyince herkesin ortak derdi aynı: Kalabalık, yetersiz minibüs hatları, saatlerce süren toplu taşıma eziyeti ve plansızlık. Şehir büyüyor, sorunlar büyüyor ama çözümler hâlâ kâğıt üzerinde kalıyor.
“Raylı sistem geliyor” sözünü duymayan kalmadı ama rayı gören de olmadı.
Yıl 2011: İlk Söz Verildi
Diyarbakır’da raylı sistem ilk kez 2011’de kamuoyuna duyuruldu. 2014’te yerel seçim vaadi olarak tekrarlandı. 2016’da kayyum yönetimi döneminde proje rafa kaldırıldı. 2020’de yeniden gündeme geldi. 2024’te ise “yatırım programına alındı” müjdesiyle yeni bir umut doğdu. 2025’teyiz. 13 yıl geçti ama hâlâ 1 metre ray döşenmiş değil.
14 Kilometrelik Hat, 13 Yıllık Belirsizlik
Dağkapı ile Gazi Yaşargil Eğitim Araştırma Hastanesi arasında yapılması planlanan 14,1 kilometrelik raylı sistem hattı 20 istasyon içerecek. Günlük 95 bin yolcu taşıma kapasitesiyle ulaşımda devrim yaratacağı söyleniyor.
Ne var ki, hâlâ ihale aşamasına gelinmedi. Üstelik projenin finansmanı için gözler Fransız Kalkınma Ajansı’na çevrilmiş durumda. Peki biz daha kaç yıl bekleyeceğiz?
Bu Şehir Deneme Tahtası Değil
Diyarbakır halkı seçimden seçime hatırlanacak bir topluluk değil. Afişlerde tramvay resmi görmekten sıkıldık. Artık kazma sesi duymak, ray görmek istiyoruz. Halkın her gün yaşadığı ulaşım çilesi, yöneticilerin “dosyada bekleyen” projeleriyle çözülmez.
Sadece Seçim Malzemesi Olmasın
Bugüne kadar raylı sistem hep bir propaganda malzemesi oldu. İktidarlar değişti, vaatler değişti ama sonu hep aynı kaldı: İcraat yok. Oysa ki Diyarbakır gibi hızla büyüyen bir şehirde, modern toplu taşıma sadece bir lüks değil, bir ihtiyaç. Şehrin çeperlerine yapılan devasa konut projeleri, yeni hastaneler ve üniversite yerleşkeleriyle ulaşım sisteminin yükü daha da arttı.
Raylı sistem projesi resmî olarak tüm izinlerini tamamlamış ve finansman sürecine oldukça yaklaşmış durumda. Ancak “inşaat başladı” denilebilecek fiziki adımlar henüz atılmadı
Diyarbakır halkı, raylı sistemin temelini görmek için bir 13 yıl daha mı bekleyecek ?