Altın, evrende nadir bulunan ağır elementlerden biridir ve oluşumu için nötron yıldızlarının çarpışması gibi olağanüstü olaylar gerekir.

Yeryüzünde bulunan altın ise milyarlarca yıl önce yaşanan bu kozmik felaketlerin izini taşır. Peki, bugüne kadar insanlar ne kadar altın çıkardı ve gezegenimizde ne kadar altın kaldı?

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS) verilerine göre, insanlık tarihi boyunca yer altından yaklaşık 206.000 ton (187.000 metrik ton) altın çıkarıldı.

Dünya Altın Konseyi ise bu miktarın aslında 238.391 ton (216.265 metrik ton) olduğunu belirtiyor. Bu altın, her bir kenarı 22 metre olan dev bir küpün içine sığabiliyor.

Bu miktarın yaklaşık yüzde 45'i mücevher yapımında kullanıldı. Yüzde 22'si altın külçeleri ve madeni para koleksiyonlarında yer alırken, yüzde 17'si merkez bankalarında saklanıyor. Kalan miktar ise endüstriyel kullanımlar ve diğer alanlara dağılıyor.

ALTININ GELECEĞİ: GERİYE NE KADAR KALDI?

İnsanlar, çıkarılması ekonomik olarak mantıklı olan altının büyük bir kısmını yüzeye çıkardı. Yine de hâlâ erişilebilir altın rezervleri bulunuyor.

USGS'nin en son yayınladığı Mineral Emtia Özetleri raporuna göre, dünya genelinde yaklaşık 70.550 ton (64.000 metrik ton) altın, ekonomik olarak çıkarılabilir durumda.

Dünya Altın Konseyi ise toplam rezerv miktarını biraz daha düşük gösteriyor: Yaklaşık 60.370 ton (54.770 metrik ton). Buna ek olarak, daha az doğrulanmış ve potansiyel içeren kaynakların miktarı ise 145.626 ton (132.110 metrik ton) olarak tahmin ediliyor.

Bu rakamlar bir araya getirildiğinde, dünya genelinde bugüne kadar çıkarılan ve bilinen rezervlerdeki altının toplamı 277.000 ila 299.000 ton (251.000 ila 271.000 metrik ton) arasında olabilir. Ancak bu tahminlerde önemli belirsizlikler söz konusu.

ALTIN NEDEN BU KADAR NADİR?

Avustralya’daki Monash Üniversitesi'nden cevher yatağı jeoloğu Dr. Chris Voisey’e göre, altının büyük kısmı Dünyada oluşurken çekirdeğe gömüldü. Dünya’nın kütlesinin yüzde 99,5’i erimiş haldeyken oluştu ve yoğunluğu yüksek olan altın gibi metaller çekirdeğe doğru hareket etti.

Dünya'nın yüzeyine altının geldiği en önemli dönem, yaklaşık 4,1 ila 3,8 milyar yıl önceki "Geç Ağır Bombardıman" süreciydi. Bu dönemde gezegen, altın içeren meteorlar tarafından yoğun şekilde bombardımana tutuldu. Bu süreçte Dünya'nın kabuğuna gömülen altın, bugün cevher yataklarını oluşturuyor.

Dr. Voisey, Dünya’nın kabuğundaki altın miktarını kesin olarak belirlemenin imkânsız olduğunu belirtiyor. Çünkü hâlâ keşfedilmemiş çok sayıda yatak olabilir ve altının büyük kısmı hâlâ erişilemez durumda, gezegenin çekirdeğinde yer alıyor.

SONUÇ: ALTIN VAR AMA ULAŞILMASI ZOR

Altının değerinin bu kadar yüksek olmasının ardında, onun nadirliği ve çıkarılmasının zorluğu yatıyor. Yüzeyde gördüğümüz altın, milyarlarca yıllık kozmik olayların ve jeolojik süreçlerin ürünü.

Bilim insanları, gelecekte teknolojik gelişmelerle daha derinlerdeki altın rezervlerine ulaşmanın mümkün olabileceğini belirtse de, gezegenimizin kalbinde yatan büyük altın hazinesi şimdilik bizim için ulaşılmaz kalmaya devam edecek.

TZOB Başkanı Bayraktar: Yüzde 85’lere varan oranda verim düşüklüğü var
TZOB Başkanı Bayraktar: Yüzde 85’lere varan oranda verim düşüklüğü var
İçeriği Görüntüle

Kaynak: Live Sience