Yazar Seyfettin Araç, yaşam felsefesini yansıttığı son romanıyla okuyucularla buluştu. Araç, yeni kitabıyla ilgili merak edilenleri yanıtladı.
Yazarlık yolculuğunu "hayata yeni başlayan bir çocuk gibi" tanımlayan Seyfettin Araç, Mezopotamya coğrafyasının getirdiği zenginliğin ruhunda her zaman yer aldığını belirtiyor. Uzun yıllar dergilere gizlice yazdıktan sonra, kalemine ve eserlerine olan inancının tamamlanmasıyla romanlar yazmaya karar verdiğini ifade ediyor.
Edebiyat dünyasına amatör çalışmalarla girdiğini ve değişik isimlerle yazmaya devam ettiğini anlatan Araç, aile işleri ve ticari hayatın bu süreci bir süre engellediğini dile getiriyor. Profesyonel anlamda ilk olarak 2020 yılında "Kent Şiirleri" adlı şiir kitabıyla okuyucuyla buluşan yazar, ardından 2021'de "Sevgili Yalnızlık" ve 2023'te "Unutulmuş Topraklar" romanlarını yayımladı. Son romanı "Zamanı Tanrı Yaşar" ise 2025 yılının başında raflarda yerini aldı. Yazmaya başlamasında hem olumlu hem de olumsuz örneklerin etkili olduğunu söyleyen Araç, bazı yazarların eserlerini gördüğünde "ben daha iyisini yazarım" düşüncesiyle motive olduğunu belirti.
Temalar, karakterler ve yazım tarzı
Seyfettin Araç, her eserinde "denenmemişi denemek" gibi bir manifestosu olduğunu vurguluyor. Coğrafyasında hiç yazılmayanı okuyucuya sunma hayaliyle, yenilikçi ve modern bir yazarın ilerlemesi gereken yolda yürüdüğünü dile getiriyor. Romanlarında aşkı, yalnızlığı, melankoliyi, sevdayı, içsel yolculukları, içsel hesaplaşmaları, kefareti, yalanı, yanlışı ve insanda olan ama yokmuş gibi gösterilen gizli saklı kalan her şeyi yazdığını ifade eden Araç, insan ruhunu kavgaya ve hesaplaşmaya sürükleyen konuların uzmanlık alanı olduğunu belirtiyor. Mutlulukları ve komedileri yazmayı beceremediğini de ekliyor.
Karakter yaratma süreçlerinin kendisini diğer yazarlardan ayırdığını düşünen Araç, her roman kahramanı için ayrı bir defter tuttuğunu ve karakterle tam anlamıyla haşır neşir olduktan sonra onları romana dahil ettiğini söylüyor. Eserlerinde omurga, gövde ve içsel yolculuğun daha değerli olduğunu vurgulasa da karakterlerin önemini de yadsımıyor.
Yazım tarzının klasik ve çetrefilli olduğunu belirten Araç, mekân ve nesne tasvirlerini uzun uzun yazmayı tercih etmediğini dile getiriyor. Onun yerine içsel yolculuklara ve karakterlerin kendiyle hesaplaşmalarına odaklandığını ifade ediyor. Bir ağacı üç sayfada tasvir etmek yerine, bir cenaze merasimini okuyucuyu sıkmadan yüz on sekiz sayfada tasvir edebilme yeteneğini yazım sanatının en belirgin özelliği olarak görüyor. Olay örgüsünü ve çatışmaları geliştirirken gerçek hayattan ve kurgudan beslendiğini, ancak romanına göre bu dengenin değiştiğini belirtiyor. Gelecek projelerinde ise kurgu ağırlıklı romanların öne çıkacağını söylüyor.
"Zamanı Tanrı Yaşar" ve Okuyucu Üzerindeki Etkisi
"Zamanı Tanrı Yaşar" adlı son kitabında tek bir mesaj kaygısıyla yazmadığını belirten Seyfettin Araç, sadece edebiyatın sonsuz zenginliği ve güzelliği için eserler verdiğini ifade ediyor. Kitaplarının tüm Avrupa dillerine çevrilmesini ve her kütüphanede bir adet Seyfettin Araç kitabı bulunmasını arzu ettiğini dile getiriyor.
Okuyucuların kitaplarında kendi hayatlarından bir iz bulmasının kendisini en mutlu eden detaylardan biri olduğunu ve farklı perspektiften gelen yorumların da hoşuna gittiğini ekliyor.
Edebiyat dünyası ve gelecek projeleri
Edebiyat dünyasındaki değişimlere üzüntüyle yaklaştığını ifade eden Araç, popüler kültürün edebiyata hükmettiğini ve yeni eserlerin gölgede kaldığını düşünüyor. Kendisini klasik ve eski kafalı bir yazar olarak tanımlayan Araç, hâlâ kitabı eline almadan, mürekkep bulaşmadan ve notlar almadan okuyamadığını belirtiyor. E-kitapların da başlı başına bir yanlışlık olduğunu düşünüyor.
Türk edebiyatının geleceğine dair endişelerini dile getiren Araç, edebiyatın popüler kültüre teslim olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ancak kendi gibi gerçek edebiyat emekçileri sayesinde bu durumdan kurtulabileceğini vurguluyor. Yeni başlayacak yazarlara ise "kelamlarını eksik etmesinler, yazmaya devam etsinler lütfen" mesajını iletiyor.
"Unutulmuş Topraklar"ın bir dönem romanı olduğunu belirten Araç, daha eski ve tozlu zamanlardan gelen bir konuyu romanlaştırma niyetinde olduğunu ve yirminci yüzyılın başlarında yaşanan acı bir yolculuğu yazmayı planladığını dile getiriyor. Bu dönemlere ışık tutmanın kendisi için önem taşıdığını ifade ediyor.
Yazarlık dışında birinci basım kitapları toplamayı, yürümeyi, sporu ve seyahat etmeyi sevdiğini belirten Araç, bu hobilerinin yazarlığını etkilediğini söylüyor. Edebiyat etkinliklerine katılmaktan keyif aldığını ancak eski zamanların atmosferinin kalmadığını da ekliyor.
Gelecek dönemde ilk romanı "Sevgili Yalnızlık"ı üçleme olarak yayımlamayı planladığını müjdeleyen Araç, 2026 yılı için ise kendi türünde bir ilk olacak yeni bir romanın raflarda yerini alacağını belirtiyor. Durmadan yazdığını ve çekmecelerde biriken romanlarını zamanla okuyucularla buluşturmanın edebiyata olan borcu olduğunu ifade ediyor.
Köşe yazarlarının kendisini Modern Çağ Edebiyatının son temsilcisi ve en iyisi olarak yorumlamasından onur duyduğunu belirten Araç, iyi bir yazar olmaya ve hak ettiği takdiri görmeye dair en ufak bir endişe duymadığını ifade ediyor.
Okuyucularına ise kitaplarını okumalarını ve mümkünse konferans ve söyleşilere katılarak kendisini daha iyi tanımalarını rica ediyor. Gerçek edebiyat severler için salt edebiyat yapmaya devam edeceğini ve kendi okur kitlesini yaratarak uzun seneler sürecek bir akımın fitilini yakmayı umduğunu sözlerine ekliyor.