Otel yönetimi, söz konusu durumun yalnızca iki özel hukuk tüzel kişiliği arasındaki basit bir kira sözleşmesi anlaşmazlığı olduğunu ve bu tür hukuki sorunların kamu yararı veya güncel bir haber değeri taşımadığını belirtti. Açıklamada, davaya ilişkin yargı sürecinin henüz Yargıtay aşamasında devam ettiği vurgulanarak, bazı yayınlarda kararın kesinleştiği yönünde oluşturulan algının yanlış olduğu ifade edildi.
Yönetim, mülk sahibinin tek taraflı ve kişilik haklarına saldırı içeren açıklamalarına yer verildiğini, kiracı tarafın görüşünün alınmadığını ve bir itibar zedeleme girişiminde bulunulduğunu kaydetti. Basına yansıyan bu açıklamalarda, henüz kesinleşmemiş bir mahkeme kararının kesinleşmiş gibi sunulduğu, kiracının adının açıkça belirtildiği ancak görüşüne başvurulmadığı ve olayın kamu çıkarı olmadığı halde kamuoyunda yanlış bir algı yaratılmaya çalışıldığı dile getirildi.
Bu tür yayınların, kiracı şirket ve Serdar Ay'ın kişilik haklarına, ticari itibarına ve saygınlığına ağır bir saldırı olduğu vurgulandı. Mülk sahibi ifadelerinin, Serdar Ay'ı "hile yapan, tehdit eden, yükümlülüklerini ihlal eden" biri gibi gösterme çabası olduğu ve bunun açık bir karalama ve itibar suikastı olduğu değerlendirildi. Yapılan bu asılsız yayınların Diyarbakır turizmine zarar verdiği, otel çalışanlarının motivasyonunu olumsuz etkilediği ve müşteri kaybına yol açtığı belirtilerek, bu tür sorumsuz açıklamaların kabul edilemez olduğu ifade edildi.
Açıklamada, otelin Sur olayları sonrasında kullanılamaz haldeyken, kiracı şirket ve Serdar Ay'ın yoğun çabaları ve yatırımlarıyla yeniden ayağa kaldırıldığı ve kamuya hizmet verir hale getirildiği belirtildi. Hatta mülk sahibi şirketinin, oteldeki zararlar nedeniyle devlete karşı milyonlarca liralık tazminat davası açtığı ve bu davaların, mülk sahibinin otelin o dönemde kullanılamaz durumda olduğunu kabul ettiğinin kanıtı olduğu ifade edildi.
Otel yönetimi, kiracı şirket ve Serdar Ay'ın kira süresince hukuka aykırı hiçbir eyleminin olmadığını, aksine mülk sahibi uygulamaları ve söylemlerinin kötü niyetli ve sebepsiz zenginleşme amacı taşıyan haksız girişimler olduğunu savundu. Yargıtay'ın haber verme hakkının sınırlarını belirleyen kararına atıfta bulunularak, basın özgürlüğünün kişisel itibarları zedeleyecek, gerçek dışı ve tek taraflı yayınları korumadığı vurgulandı.
Sonuç olarak, söz konusu durumla ilgili iftira, hakaret ve kişilik haklarına saldırı gerekçesiyle savcılığa suç duyurusu dahil olmak üzere tüm yasal işlemlerin başlatılacağı kamuoyuna duyuruldu. Otel yönetimi ve Serdar Ay'ın hukuka olan bağlılığı ve yargıya olan güveninin tam olduğu belirtilerek, yanıltıcı haberlerle algı yaratma çabalarına karşı sessiz kalınmayacağı ve kişilik değerlerine ve ticari itibara yönelik saldırılara karşı her türlü yasal hakkın kararlılıkla kullanılacağı ifade edildi.