Nükleer savaş, aşırı salgınlar ya da dev güneş fırtınaları… Eğer bu tür küresel felaketler gerçekleşir ve uluslararası ticaret çökerse, hayatta kalmak için tabaklarımızda ne olmalı? Yeni bir bilimsel çalışma, bu sorunun cevabını bezelye, patates, şeker pancarı ve ıspanakta buldu.
Yeni Zelanda’daki Otago Üniversitesi ve Adapt Research Ltd’den bilim insanlarının ortaklaşa yürüttüğü araştırma, küresel gıda sistemleri çöktüğünde şehirlerin nasıl beslenebileceğini analiz etti.
PLOS One dergisinde yayımlanan çalışmada, nükleer kış gibi yıkıcı senaryolar altında hangi ürünlerin hem iklim koşullarına hem de beslenme ihtiyaçlarına en iyi şekilde yanıt verebileceği ortaya kondu.
BİR ŞEHRİN KENDİNİ BESLEME POTANSİYELİ ARAŞTIRILDI
Araştırmada örnek olarak Yeni Zelanda’nın Palmerston North şehri seçildi. Yaklaşık 90.000 nüfusa sahip bu şehir, küresel ortalamaya yakın büyüklüğü ve ılıman iklimiyle diğer kent merkezleri için model teşkil etti. Uydu görüntüleri kullanılarak yapılan analizde, kentteki tüm uygun alanlar tarıma açıldığında bile yalnızca nüfusun beşte birinin doyurulabileceği belirlendi.
Bu nedenle, şehir çevresindeki en az 1.140 hektarlık tarım arazisinin de devreye alınması gerektiği tespit edildi. Ayrıca, tarım makineleri için sıvı yakıt bulunamadığı durumda, biyoyakıt üretimi için fazladan 110 hektarlık ek alana daha ihtiyaç duyulacağı vurgulandı.
BEZELYE, ŞEKER PANCARI VE ISPANAK BAŞROLDE
Araştırmada en dikkat çekici bulgu ise önerilen “felaket diyeti” oldu. Bezelye, şehir içinde minimum alanda en yüksek protein ve enerji sağlayan ürün olarak öne çıktı. Ancak bezelyeler nükleer kış gibi don koşullarına karşı hassas olduklarından bu senaryoda yeterli olmayabilir.
Don ve düşük güneş ışığına dayanıklı ürünler ise şeker pancarı ve ıspanak. Bu iki ürün, besleyici özellikleri ve zorlu koşullarda yetişebilme kabiliyetleri sayesinde nükleer kış senaryosunun en güçlü adayları olarak belirlendi. Normal iklim koşullarında ise patates, yüksek verimliliğiyle öne çıkıyor. Ancak patatesin don hassasiyeti, onu aşırı soğuk senaryolarda geri plana itiyor.
TAHIL VE KÖK SEBZELERİN ÖNEMİ
Araştırmaya göre, yüzde 3 havuç ve yüzde 97 buğday karışımı, optimum protein ve enerji değerlerine ulaşmak için ideal bir denge sağlıyor. Buğday ve havuç hem dona dayanıklı hem de düşük yakıt ihtiyacıyla kıt kaynaklı bir geleceğe uygun çözümler sunuyor.
Bu diyetin tek alternatifsiz seçenek olmadığını belirten araştırmacılar, söz konusu ürünlerin “en kötü senaryo” planlaması açısından ideal olduğunu ifade ediyor.
Gerçek dünyada, bu ürünlerin karışımıyla daha çeşitli diyetler oluşturulabilir.
GELECEK PLANLAMASI İÇİN YOL HARİTASI
Çalışmayı yürüten Dr. Matt Boyd, “Gıda güvenliği krizine karşı dayanıklı olmak istiyorsak, şehir planlamacıları ve karar vericiler, kişi başına minimum alanla en fazla besini sağlayabilecek ürünlere odaklanmalı” dedi.
Araştırmacılar, geliştirdikleri modelin dünya genelindeki şehirlerde uygulanarak, tarım arazilerinin ve su kaynaklarının en verimli şekilde nasıl kullanılabileceğine dair politika üretimine katkı sağlayabileceğini belirtiyor.