Ferit Aslan

Diyarbakır ve çevresinin, Osmanlı imparatorluğunun en büyük tahıl ambarı olduğu ve  1800 yılına kadar yaklaşık 400 yıl boyuncu Osmanlı’yı doyurduğunu biliyor muydunuz? Ergani ve Maden ilçesinden çıkarılan bakır da, 1900 yıllara kadar yine İmparatorluk ordusu ve donanmasının büyük ihtiyacını karşılıyordu. 

Diyarbakır’ın tarih, kültürel, sosyal, ekonomik ve doğası ile ilgili geçmişten günümüze gelişimini gözler önüne seren Diyarbakır Hafızası, “Diyarbakır’ın Doğasına hem yakından hem uzaktan bakmak” başlığı ile bizleri 500 yıl öncesi götürüyor. Alanında uzman akademisyen ve araştırmacıların derlediği bu çalışmada önemli alanlar şöyle aktarılıyor. 

Diyarbakır'da planlandı ancak İstanbul'da gerçekleştirilecek Diyarbakır'da planlandı ancak İstanbul'da gerçekleştirilecek

3cd4d448-77ba-4a45-a893-6eecef1ca709

“Osmanlı’nın doğudaki en önemli tahıl ambarı”

Güneydeki Mısır'ı saymazsak, Osmanlı İmparatorluğu'na dahil edildiği 1516 yılından itibaren Diyarbakır ve çevresi imparatorluğun doğudaki en önemli tahıl ambarlarından biriydi. Uçsuz bucaksız Diyarbakır ovası, yalnızca imparatorluğun doğu sınırlarında komşuları olan İran ve Rusya'ya karşı teyakkuz halindeki orduyu doyurmakla kalmıyordu. Aynı zamanda Irak, Basra Körfezi ve oradan Hint Okyanusu'na uzanan geniş bir coğrafi alanda ordu ve donanma birliklerini besleyerek imparatorluğun erken modern dönem (1400-1800) boyunca bekasının altyapısını sağlıyordu.

“Diyarbakır olmasaydı Osmanlı, Basra körfezi ve Hint okyanusuna yayılamazdı”

58b76c7c-b99e-418c-9161-323b6b2f7f39

Diyarbekir ve çevresinden getirilen buğday, pirinç ve diğer önemli tahıllar olmaksızın imparatorluğun Basra Körfezi ve Hint Okyanusu'na doğru genişleyen yayılmacı emperyalist siyaseti mümkün olamazdı. Bu siyaseti işler kılan, bu önemli hammadde kaynakları ve kimi zaman da zanaatkârların varlığıydı. İmparatorluğun doğudaki tahıl ambarının buğday kaynağı sağlamasının dışında başka önemli maharetleri de vardı; madencilik ve kerestecilik.

“Ham bakır ordu ve donanmanın ihtiyacını karşılıyordu”

cda5c3b3-b78b-4169-abe5-337edec2d475

Bugünkü Ergani ve Maden ilçelerinden çıkartılan bakır madeni bölgeyi imparatorluk açısından önemli kılan etkenlerin başında geliyordu. Buradan elde edilen ham bakır, işlenmesi için Tokat gibi Orta Anadolu şehirlerine gönderilirken bir yandan da daha güneydeki Irak ve Basra Körfezi bölgelerine sevk ediliyordu. Ordu ve donanma kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu bu önemli hammadde kaynağı 19. yüzyıl boyunca silah sanayinin gelişmesiyle birlikte eski ehemmiyetini yitirse de bölgesel ekonomide önemli bir üretim kalemi olmayı sürdürdü.

“Kesilen ormanlardan elde edilen keresteler Irak’a ihraç ediliyordu”

e34dde5e-87bc-49e6-9745-51c3f023f1da

Diyarbekir eyaletinin yok edilen ormanları yalnızca Ergani Maden'in odun ihtiyacını karşılamıyordu. Buralardan getirilen orman ürünleri maden sahası için kesilen edilen ormanları yalnızca Ergani ve Maden'in odun ihtiyacını karşılamıyordu. Buralardan getirilen orman ürünleri maden sahası için gerekli olan temel inşaat malzemesini de teşkil ediyordu. Dahası buralardan elde edilen kereste Irak gibi imparatorluğun orman ürünleri açısından oldukça fakir olan diğer bölgelerine de ihraç ediliyordu. 

19. yüzyıla gelindiğinde bölgeden elde edilen hammadde kaynaklarının miktarında önemli değişimler meydana gelse de Diyarbekir vilayeti imparatorluğun doğudaki en önemli tahıl ambarı olarak kalmaya devam etti. 19. yüzyıl Diyarbekir'i ve çevresi bugünkü görünümünden epeyce farklıydı. Bölge, 20. yüzyılın ortalarından itibaren süreklileşen barajlar tarafından henüz istila edilmemişti.

76047797-f5c7-4673-830a-ef7da3bf2fcf

Bugün bütün bölgeyi boydan boya saran barajlar silsilesi sadece derin akarsu vadilerini, kasabaları ve on bin yıllık antik şehirleri sulara gömmüyor. Barajlar aynı zamanda bu coğrafyadaki endemik bitki örtüsünü ve yaban hayatı da sular altında bıraktı. Dahası devasa baraj gölleri bölgenin kurak ve yarı-kurak ikliminde değişiklikleri beraberinde getirmeye başladı.

Editör: Ferit Aslan