Bahar, küçüklerin kabusu olmasın
Bahar, küçüklerin kabusu olmasın
İçeriği Görüntüle


2024 yılı, dünya genelinde aşırı sıcakların etkili olduğu ve 6,8 milyar insanın en az 31 gün boyunca sıcak hava dalgasına maruz kaldığı rekor bir yıl olarak kayıtlara geçti.

Yeni bilimsel araştırmalar, sıcak hava dalgalarının yalnızca geçici rahatsızlıklar değil, aynı zamanda yaşlanma sürecini hızlandıran ciddi bir etken olduğunu ortaya koyuyor.

ISIYA MARUZ KALMA HÜCRELERİ HIZLA YAŞLANDIRIYOR

Sıcak hava dalgaları yaşlanmayı hızlandırıyor!

Hindistan’ın Maharashtra eyaletinde yaşayan 48 yaşındaki Kalpana Suryawanshi, yıllardır sıcak havada tarlada çalışıyor.

Tip 2 diyabet teşhisinin ardından sağlığının giderek bozulduğunu ve gün geçtikçe daha yaşlı göründüğünü söylüyor. Baş dönmesi, halsizlik ve yorgunluk gibi semptomlar, artan sıcaklıklarla birlikte şiddetlenmiş.

Bilim insanlarına göre, yüksek sıcaklıklar yalnızca yüzeydeki etkilerle sınırlı değil. Environment International dergisinde 2023’te yayımlanan bir Alman araştırması, yüksek hava sıcaklıklarının hücresel düzeyde daha hızlı yaşlanmayla ilişkili olduğunu ortaya koydu. Bu durum, vücudun kronolojik yaşına göre daha hızlı bir biyolojik yaşlanma göstermesiyle tanımlanan "epigenetik yaş ivmesi" olarak adlandırılıyor.

EPİGENETİK YAŞ NEDİR?

Epigenetik yaş, vücudun hücresel düzeydeki biyolojik yaşını ifade eder. Bu yaş, bireyin doğum tarihiyle belirlenen kronolojik yaştan farklı olabilir.

DNA üzerindeki epigenetik belirteçler —genleri açıp kapatan kimyasal etiketler— çevresel faktörlerden etkilenerek bu yaşın hesaplanmasına olanak tanır.

Isıya uzun süre maruz kalmak, bu belirteçleri değiştirerek genlerin işleyişini bozabiliyor. Bu durum, bağışıklık sisteminden metabolizmaya, hücresel onarımdan stres tepkilerine kadar birçok biyolojik işlevi etkileyerek yaşlanma sürecini hızlandırıyor.

KÜRESEL ARAŞTIRMALAR KANITLIYOR

Tayvan’da yürütülen bir araştırma, yüksek sıcaklıklara 180 gün boyunca maruz kalmanın, epigenetik yaşın 0,04 ila 0,08 yıl arasında hızlandığını gösterdi. ABD’de 56 yaş ve üzeri 3.500 yetişkinle yapılan bir diğer çalışmada da benzer sonuçlara ulaşıldı. Araştırmalar, bir ila altı yıl süren sıcak hava maruziyetinin epigenetik yaşlanmayı hızlandırdığını doğruladı.

Bu değişimler başlangıçta küçük gibi görünse de uzun vadede, yaşa bağlı hastalıkların erken başlamasına neden olabilir. Bu da sağlık sistemi üzerinde daha büyük bir yük oluşturur.

KADINLAR VE DİYABET HASTALARI DAHA FAZLA RİSK ALTINDA

Araştırmalar, kadınların ve Tip 2 diyabet hastalarının yüksek sıcaklıklardan daha fazla etkilendiğini gösteriyor. Kadınların terleme eşiği daha yüksek olduğu için vücutlarının serinlemesi daha uzun sürüyor. Diyabet ise cilde giden kan akışını etkileyerek vücudun ısıyı serbest bırakma yeteneğini azaltıyor. Ayrıca vücut yağı, ısının dışarı atılmasını engelleyerek bu etkiyi artırıyor.

DOĞUMDAN ÖNCE BAŞLAYAN RİSKLER

Nature dergisinde yayımlanan bir başka çalışma, kuraklık gibi çevresel streslerin doğum öncesi dönemde bile epigenetik yaşlanmayı tetikleyebileceğini ortaya koydu. Kenya’da kuraklığa maruz kalan annelerin çocuklarında, doğumdan itibaren hızlanmış epigenetik yaşlanma belirtileri gözlendi.

Bu durum, sadece fiziksel değil duygusal stresin de yaşlanma üzerinde etkili olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, özellikle hamilelik döneminde yetersiz beslenme, susuzluk ve sosyal stresin bebeklerin uzun vadeli sağlığını olumsuz etkileyebileceğini vurguluyor.

SOSYAL EŞİTSİZLİK VE EKONOMİK ZORLUKLAR SAĞLIĞI TEHDİT EDİYOR

Kalp sorunları yaşayan ve sıcak havalarda çalışmak zorunda kalan 47 yaşındaki Rajma Jamadar da bu sorunun bir başka yüzünü temsil ediyor. Aşçılık yaptığı okulda yemek pişirirken sıcaklıktan rahatsızlandığını söyleyen Jamadar, artan sağlık sorunları nedeniyle işini sürdürmenin zorlaştığını dile getiriyor.

Birçok kadın için ekonomik güvencesizlik, tıbbi tedaviye erişimi engelliyor. Suryawanshi, şimdiye kadar tedavi için yaklaşık 600.000 rupi harcadığını ve bazı ilaçları alamadığını belirtiyor.

UZMANLARDAN UYARI: ÖNLEYİCİ POLİTİKALAR ŞART

Araştırmacılar, epigenetik yaş ivmesini yavaşlatmak için gıda güvenliği, sosyal destek ve kadınların yüksek riskli işlerde çalışmasının önüne geçilmesi gerektiğini vurguluyor. Özellikle kırsal bölgelerde, iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerini azaltacak politikaların geliştirilmesi acil bir ihtiyaç olarak öne çıkıyor.

Bilimsel bulgular, sıcak hava dalgalarının yalnızca anlık rahatsızlıklar yaratmakla kalmadığını, aynı zamanda yaşam süresi ve kalitesi üzerinde kalıcı etkiler oluşturduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle, iklim değişikliğiyle mücadele sadece çevre için değil, insan sağlığı için de bir öncelik olmalı.

Kaynak: Live Sience