Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde de kayyımlar döneminde, il dışından getirildikleri için ''ithal bürokrat'' olarak alınan bazı çalışanlara birden fazla maaş verildiği ortaya çıktı.

Bu bürokratlara yüksek maaşlar ve yönetim kurulu üyeliği huzur hakkı adıyla ek ödemeler verildi. Bürokratlar yerel seçime kadar aylık 180 bin liraya varan ödemeler almış.

Usülsüz harcama, israf konusunda Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin de sabıkası kabarık. HDP'li Selçuk Mızraklı’nın tutuklanmasının ardından atanan kayyım yönetimi makam odasının bitişiğine mermerlerle lüks bir hamam yaptırmış ve konu günlerce gündemde yer almıştı. 

Diyarbakır, bugün de belediyeye kent dışından atanan bürokratlara verilen yüksek maaş ve huzur hakkıyla gündemde.

Türkiye'nin hemen hemen bütün kurumlarında, verilen yüksek çifter maaş, huzur hakkı gibi ödemeler, adalet duygusunu zedeliyor.

Bir kesim ayda 10 bin lirayla geçiminii sağlamaya çalışırken, bir kesimin ise dar gelirlinin 20-30 kat maaş alması hiç de adil değil.

Bir de huzur hakkı denen bir şey çıkarılmış. Oldum olası şu ''huzur Hakkı''nı anlayamadım. Huzur hakkı kime verilmeli. Huzur hakkını, geçim derdinden dolayı huzursuz olan emekli, dar gelirli mi? Yoksa çifter maaş alanlar mı hak ediyor.?

Adil paylaşımın olmadığı, yoksulun daha da yoksullaştığı, zenginin de daha fazla zengin olduğu bir dönem yaşanıyor. 

Bir tarafta alabildiğince israf, şatafat yaşanırken, bir taraftan da yaşam mücadelesi veren kesim var. 

Belediyeler el değiştirince şatafat ve yapılan israf ortaya çıktı. Usülsüz harcamalar, israf, şatafatın haddi hesabı yok. Değişim olmasaydı toplum belki de bunların hiçbirini göremeyecekti.

Zaman zaman bazı kişiler herşeyi normalmiş gibi göstermeye çalışıyor. Bu da işin ayrı bir yüzsüzlüğü. Bir kesim yoksullukla boğuşurken, bir kesimin şatafat içinde yaşaması normal bir durum değil.

Geçtiğimiz günlerde bir belediye başkanının trilyonlarca harcayarak makam odası döşemesi olayını herkes gördü sanırım.

Bu belediye başkanı makam odası için harcamayı kendi cebinden yaptığını söyleyerek, o malzemeleri almak için birini gönderiyor. Tabi elinde belge kayıt olmayınca şahıs, eli boş dönüyor. 

Bu adaletsizlik ve israf anlayışı, toplumun tepkisini çekmeye devam ediyor.  Bunlarla ilgili herhangi bir işlem yapılmadıkça da tepki devam edecektir.