DİYARBAKIR

Çamaşırın taştan tambura yolculuğu

Bir zamanlar derelerde çitilenen çamaşırların bugünkü butonlu rahatlığına nasıl evrildiğini biliyor musunuz?

Çamaşırın taştan tambura yolculuğu
Abone Ol

Günümüzde bir tuşa basmak kadar kolay olan çamaşır yıkamak, geçmişte hem emek hem zaman gerektiren zorlu bir işti. Eski zamanlarda çamaşırlar, özellikle su kaynaklarına yakın yerlerde — dere, nehir kenarlarında — el ve kol gücüyle yıkanırdı. Temizlik için kullanılan malzemelerse tamamen doğaldı: evde kaynatılarak hazırlanan sabunlar, odun külü ve bolca su…

Çeşitli kaynaklarda yer alan bilgilere göre, çamaşırlar genellikle taş üzerinde tokmakla dövülerek kirinden arındırılır, çitilenerek yumuşatılırdı. Son aşamada ise berrak akan suyla durulanır, sıkılır ve kurutulmaya bırakılırdı. Ağır lekeler veya hijyen ihtiyacı olan parçalar ise dev kazanlarda kaynatılırdı.

KÜL SUYUNDAN KAZANA, KAZANDAN TAMBURA

Çamaşırın Taştan Tambura Yolculuğu

Tarihi kaynaklar, eskiden evlerde sıkça uygulanan bir yöntemin de kül suyu olduğunu belirtirken, şöyle deniliyor:

''Bir gün önceden kazanda kaynatılan kül suyu, dinlenmeye bırakılır ve dibe çöken posanın ardından üstte kalan berrak kısım kullanılırdı. Bu su sabunla karıştırılarak çamaşır yıkamada ideal temizlik malzemesi haline getirilirdi.''

ÇAMAŞIR MAKİNESİNİN SERÜVENİ

Tarihteki ilk çamaşır makinesi benzeri düzeneklere dair patent 1691 yılında İngiltere'de alındı. Ancak 1700’ler ve 1800’lerin ortalarında geliştirilen modellerin çoğu halen kol gücüyle çalışıyordu. Dönemin en büyük kolaylığı, çamaşırların toplu olarak tambur içine konulup çevrilmesiydi.

Elektrikli motorlar ve santrifüj teknolojilerinin devreye girmesiyle makinalar, yıkama kadar sıkma işlemini de üstlenmeye başladı. Bu gelişmelerle birlikte makineler daha hızlı, güvenli ve kullanışlı hale geldi.

TÜRKİYE'DE İLK ÜRETİM 1955'TE BAŞLADI

Türkiye'de ilk çamaşır makinesi üretimi ise 1955 yılında Arçelik A.Ş. tarafından gerçekleştirildi. Vehbi Koç ve Lütfü Doruk ortaklığıyla kurulan Çayırova tesislerinde üretilen bu makineler, Türk evlerinin çehresini değiştiren önemli bir dönüm noktası oldu.

Bugün geldiğimiz noktada, çamaşır makineleri yalnızca yıkamakla kalmıyor; kumaş türüne göre yıkama programı seçiyor, suyu ısıtıyor ve hatta kurutma işlemini de kendi içinde tamamlayabiliyor.

Kısacası…

Bir zamanlar taşta çitilenerek, kazanlarda kaynatılarak yıkanan çamaşırlar; bugün parmak ucuyla yönetilen teknolojilerle temizleniyor. Çamaşır yıkamanın bu evrimi, sadece bir temizlik aracı değil, aynı zamanda bir toplumsal değişimin de simgesi…