HDP eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş’ın kaldığı Edirne Cezaevini arayarak kendisini Başak Demirtaş olarak tanıtıp, kaza geçirdiklerini söyleyen Ş.P.’nin yargılandığı davada önemli bir gelişme yaşandı.
Edirne Cezaevini bu yılın Ocak ayında arayan Ş.P., Cezaevi yönetimine kendisini Başak Demirtaş diye tanıtarak, Diyarbakır çıkışında trafik kazası geçirdiklerini söylemiş, bu yüzden görüşe gelemeyeceklerinin Selahattin Demirtaş’a iletilmesini istemişti.
Bunun üzerine Selahattin Demirtaş’a telefonla acil görüşme hakkı tanınarak ailesiyle konuşmasına izin verilmişti. Başak Demirtaş’a ulaşamayan Demirtaş annesini aramış, herhangi bir bilgileri olmayan Demirtaş’ın annesi ve kardeşleri de büyük bir panikle Başak Demirtaş’a ve diğer aile üyelerine ulaşmaya çalıştı. Başak Demirtaş’a ulaşılmasıyla aileye büyük panik yaşatan olayın gerçek olmadığı ortaya çıkmıştı.
Olaydan sonra başlatılan soruşturma kapsamında ifadesi alınan Ş. P., telefon hattını kendisinin kullandığını, ancak Edirne Cezaevi’ni hiç aramadığını belirterek, “Evde annem ve çocuğumla birlikte yaşamaktayım. Edirne Cezaevini kimin aradığına dair bir fikrim de yoktur. Benim Selahattin Demirtaş’la hiç ilgim yoktur. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bu hususta söyleyeceklerim bundan ibarettir”demişti.
Demirtaş çiftinin avukatlarının başvurusu üzerine Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde hakkında manevi tazminat davası açılan Ş. P, mahkemeye sunduğu beyan dilekçesinde şöyle dedi:
“Sayın Selahattin Demirtaş beyefendi ve de sayın Başak Demirtaş hanımefendiden ve kıymetli ailesinden en içten hislerimle özür ve de af diliyor, verilmiş olan manevi kaybın acısını yüreğimin en mutena köşesinde paylaşıyor, hakkımda açılmış olan manevi tazminat davasının geri çekilmesini talep ediyor ve en derin saygılarımı arz ediyorum.”
Bu özür beyanı üzerine Başak Demirtaş ile Selahattin Demirtaş, davalı Ş.P.’nin özür beyanını kabul ederek, herhangi bir talepleri olmadan davadan feragat ettiler.