Bağlama sanatçısı Muhlis Berberoğlu, Aman Avcı, Niğde Dağları, Bulut Bulut Üstüne ve Bülbülüm Altın Kafeste türküleri için stüdyoya girdi. Ancak, stüdyo her zamankinin aksine Diyarbakır'da 16’ncı yüzyılda inşaa edilen ve kubbesi, pencereleri sekizgen mimarıyla yapılan Sur İlçesi’ndeki Devam Hamamı oldu.
ANADOLU VE MODERN KÜLTÜRÜ HARMANLIYOR
Uzay üssüne benettiği ve otantik yapısından etkilendiği hamamda üç gün boyunca ekibiyle çekim yapan Berberoğlu, 2024 yılında bu klipleri, dünya festivalleri ve dijital platformlarda yayınlanacak. Bağlamada Türkiye birincilikleri olan ve bir çok dünya sanatçısıyla da çalışan Berberoğlu’nun bu proje ile Anadolu kültürünü, öz kimliğini bozmadan modern kültüre harmanlayarak dünyaya duyurmayı amaçlıyor.
Tablada (vurmalı çalgı) Fazıl Karagöz, Gitarda Onur Aymergen, Vokalde Taylan Özgür Ölmez, Bağlamada Muhlis Berberoğlu
Ses Kayıtta Burakhan Nur'un olduğu, set amirliğini Gülsüm Sarıkaya'nın yaptığı Anatolian Space Ship projesini Diyarbakırlı Ali Bağdu yönetti.
Klip çekimleri sırasında açıklamalarda bulunan Muhlis Berberoğlu, neden bir hamamı seçtiğini ve Diyarbakır'ı tercih ettiğini şu sözlerle dile getirdi:
“HAMAM SADECE YIKANMA YERİ DEĞİL”
"Hamam bizim kültürümüzde, biz ona kültür diyoruz. Sadece yıkanma veya temizlenmek için kullanılan bir yer değil. Aynı zamanda insanların sosyalleştiği, birbirleri ile bilgilerini paylaştığı, iletişim halinde oldukları bir yer. Belki birçok türkü, hikaye, masallar buralardan çıktı veya buralardan aktarıldı. O yüzden biz de gurubumuzun ismi Anatolian Space Ship Project olduğu, içinde Anadolu geçtiği için hamamdan başlayarak devam etmek istedik. Hamam yapı olarak ismimizlede çok benzerlik taşıyor. Kubbeli olması biraz uzay gemisini de andırıyor. Bir de tabi ki Diyarbakır’ı çok seviyoruz. O yüzden böyle tarihi bir hamamda ilk projemizin, ilk serisini başlatmış olduk. Diyarbakır’da olması tamamiyla bizim kişisel tercihimiz. Diyarbakır tarihiyle, dokusuyla, yemekleri ve insanları ile benim hayran olduğum şehirlerden bir tanesi. Tamamen bütün dijital platformlarda yayınlanacak 2024 yılında. Ben guruptan önce yönetmenimizle geldim. Arkadaşlarıma çektiğimiz fotoğrafları gönderdiğimizde çok heyecanlandılar. Geldiklerinde ise hayran kaldılar."
“KİMSEYİ AYRIŞTIRMIYORUM”
Aynı zamanda dönemin Cumhurbaşkanlığı sözcüsü ve şimdiki mit başkanı İbrahim kalan'ın albümüne de müzik yapan ve bir anda kendisini tartışmaların içerisinde bulan Berberoğlu, "Ben müziği sadece müzik olarak görüyorum. Hayatımda yaptığım tek işim, tek yeteneğim bu olduğu için, bunu kimseyi ayırıştırmadan, sadece kaliteli ve iyi olduğuna kanaat getirdiğim için kendi başıma solo çalışmalarımla dünyadan ve Türkiye’den müzisyen arkadaşlarımla projeler, müzik yapmaya çalışıyorum."dedi.
Müzik yaparken insanların kulağına hoş gelmesine dikkat ettiğini anlatan Berberoğlu, "Burda önemli olan şey tamamen insanların kulağına hoş gelmesi, insanların tercih ediyor olabilmesi. Bundan kastım popüler olması değil. Sadece bir estetik unsur yakalayabilmek. Hem kendi insanlarımıza hem de dünyadaki diğer insanlara bu müziği, bu kültürü bilmeyen insanlara yaşadığımız coğrafyayı ne kadar anlatırız. Bu bizim için misyon. Bu proje aslında tür olarak daha önce denenmiş bir müzik türü değil. Elektronik ve asit dediğimiz türün Anadolu mizikleri, ezgileri ile birleşmesi. Bunu daha önce deneyen omadığı için tam bir isim örneği veremeyeceğim. Umarım ileride insanlar bizim isimlerimizi verir."diye konuştu.
"ANADOLU'DA YAŞAYAN HERKESİ KENDİME ÖRNEK ALIYORUM"
Kendisine örnek aldığı sanatçıyı da söyleyen Berberoğlu, "Ben Sivaslıyım etrafımda duyduğum ilk isim Aşık Veysel’di. Sonrasında diğer değerli ozanlarımızı tanımış oldum. Ben Anadoluda yaşayan herkesi kendime örnek alıyorum." ifadelerinde bulundu.
Yeni dönem müzisyenleriyle ilgili düşüncesini de açıklayan Berberoğlu, bu konuda şunları söyledi:
"Değişim de, gelişim de her zaman olmak zorunda. Tabi gençlerle, bu yeni kuşakla dünyaya biraz daha bu müziği anlatabilmek adına otantik olanı hiçe saymadan, onu görmeden tam tersi ondan daha çok beslenerek yeni bir türeve, forma dönüştürmek beni heyecanlandırıyor. Ama burda şöyle bir şey atlanıyor. Bence biz onu yapmamak için çok uğraşıyoruz. Ağdalı istanbul ağzı ile okunan türkülerin gerçek türkü koktuğunu düşünmediğimiz için, biz olabildiğince otantik olanı bozmadan, sadece binanın temelini ordan alıp çatısını yenilerle kurmuş oluyoruz. Yani binanın temeli ve durduğu yer bizim otantik kültürümüz, biz buna dikkat ediyoruz.”
MUHLİS BERBEROĞLU KİMDİR ?
Türkiye genelinde yapılan Bağlama yarışmalarında birincilik ve ikincilikleri olan yurt içi ve yurt dışında bir çok önemli müzisyene bağlaması ile eşlik eden Muhlis Berberoğlu, Memory Of Music dahilinde Avrupa Birleşmiş Milletler projesinde yer alarak Belçika ve İstanbul'da Mısırlı Ahmet, Stephane Galland, Nedyalko Nedyalkov, Petar Ralchev ile alanında virtüöz müzisyenlerle konserler verdi.
Dünya'daki önemli darbuka icracılarından olan Mısırlı Ahmet ile birlikte çalışma fırsatını elde eden ve komplike ritimler üzerine çalışan Berberoğlu, aynı zamanda ünlü müzisyen Sinan Cem Eroğlu ile birlikte çeşitli stüdyo projelerinde yer aldı, 18 yaşında Fuat Saka, Leman Sam, Mehmet Erdem ve Boğaziçi Jazz Korosu'nun bulunduğu projenin müzik yönetmeni ve aranjörü olarak hayvan haklarıyla ilgili bir de proje hazırladı
