Diyarbakır’ın Çüngüş ilçesine bağlı Karakaya Mahallesi yakınlarında, zamanın durduğu bir yer var: Halkın "İtalyan köyü" dediği bu yerleşim, bir zamanlar yüzlerce İtalyan mühendis ve ailenin yaşadığı canlı bir yaşam alanıydı. Karakaya Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin yapımı için 1976’da İtalya’dan gelen uzmanlar tarafından inşa edilen bu köy, bugün sessizliğiyle geçmişi hatırlatıyor.
FIRAT’IN ZİRVESİNDE KURULAN AVRUPA KASABASI
Fırat Nehri kıyısında, 2200 rakımlı Maden Dağları zirvesine kurulan bu özel alan; 350 ev, sinema, okul, sağlık evi, kilise, restoran, tenis kortları, oyun alanları ve hatta helikopter pisti gibi birçok yapıyı barındırıyordu. Su ihtiyacı ise özel pompa sistemleriyle sağlanıyordu. Yaklaşık 3 bin 500 İtalyan’ın yaşadığı bu modern yerleşim, bölgedeki köylüler için de unutulmaz dostlukların kurulduğu bir dönemdi.
“İTALYANLARLA BİZİM ARAMIZDA GÜZEL DOSTLUKLAR VARDI”
Bugün 60 yaşında olan Ramazan Arslanca, o dönem çocuk yaşta bu köyün hemen yakınında hayvancılık yapıyordu. Şimdilerde bölgeye gelen ziyaretçilere gönüllü rehberlik yapan Arslanca, o günleri şöyle anlatıyor:
“1986’ya kadar İtalyanlar burada aileleriyle yaşadı. Baraj tamamlanınca gittiler. Biz onlara yiyecek götürürdük, onlar da bize verirdi. Girişler izne tabiydi ama zaman zaman içeri girer, havuzlarında yüzer, spor alanlarında oynardık. Arkadaşlıkları iyiydi, iç içe geçmiş bir yaşam vardı.”
SUYUN GİDİŞİ, YAŞAMI DA GÖTÜRDÜ
1987 yılında barajın faaliyete geçmesiyle İtalyanlar ülkelerine döndü. Geriye kalan köy ise, su sistemlerinin durmasıyla birlikte kullanılamaz hale geldi. Yıllar içinde yapılar tahrip oldu, evler harabeye döndü. Bazı yapılar bugün köylüler tarafından hayvan barınağı olarak kullanılıyor.
“ONLAR GİTTİ AMA İZLERİ KALDI”
İlçeyi tanıtmak için bölgeye gelen ziyaretçilere rehberlik eden İsmail Can da, “Görenler bir daha görmek istiyor. Yapılar zamana karşı yıpranmış olsa da İtalyanların bıraktığı izler, dokular hâlâ burada. Burası yaşayan bir tarih” diyor.
Karakaya Mahallesi Muhtarı Mevlüt Kocadağ ise o yılları çocuk yaşta hatırlıyor:
“İtalyan çocuklarla mimiklerle anlaşıyorduk. Bayramlarında onları izler, oyunlar oynardık. Şimdi sosyal medyada görenler gelip gezmek istiyor. Bu yerleşimin restore edilip turizme kazandırılmasını çok isteriz.”
YENİDEN CANLANABİLİR Mİ?
“İtalyan köyü”, yalnızca bir baraj projesi değil, aynı zamanda kültürel bir etkileşimin, ortak yaşamın ve dostluğun hikayesi. Bugün her ne kadar sessizliğe bürünmüş olsa da, bu köy geçmişten bugüne uzanan hikâyesiyle ziyaretçilerine çok şey anlatıyor.
Belki de tek eksiği: Yeniden keşfedilmek.