Diyarbakır ile ilgili tarihi kaynaklarda yer alan bilgiye göre, Osmanlı tahtında sert yönetimi ve disiplin anlayışıyla bilinen 17. padişah IV. Murad’ın 1638’deki Diyarbakır ziyareti, tarihe hem hayranlık uyandıran bir misafirperverlik hem de dramatik bir idam kararıyla kazındı. Bağdat Seferi öncesi Tebriz üzerinden gelen IV. Murad, şehirde dönemin önemli din alimlerinden Şeyh Aziz Mahmud Urmevi'nin konuğu oldu.

MÜZİKLİ ZİYAFETLE BAŞLAYAN YAKINLIK

Urmiye’den göç ederek Diyarbakır’a yerleşen ve burada büyük bir saygınlık kazanan Şeyh Aziz Mahmud, IV. Murad’ı Kavs mesiresindeki yeni yaptırdığı Çarbağ Köşkü’nde ağırladı. Padişaha müzikli ve zengin içerikli bir ziyafet sunan şeyh, bu inceliğiyle hükümdarın büyük beğenisini kazandı. Ardından IV. Murad’la birlikte Revan Seferi’ne de katıldı.

BÜYÜYEN GÜÇ ENDİŞE YARATTI

Ancak Urmevi’nin etrafında toplanan binlerce müridi ve giderek artan etkisi, saray çevresinde huzursuzluk yarattı.

Çeşitli tarihi kaynaklarda yer alan bilgilerde, şeyhin güç kazandıkça ileride Osmanlı yönetimi için potansiyel bir tehdit olabileceği yönündeki endişeler ve çeşitli kışkırtmalar üzerine IV. Murad’ın ağır bir karar almasına yol açtığı kaydediliyor.

PİŞMANLIK VE TARİHİ BİR TELAFİ

Padişahın fermanıyla idam kararının yerine getirilmesinin halk arasında tepkilere neden olduğu ifade ediliyor.

Diyarbakırlılar arasında büyük saygı gören Urmevi’nin infazının şehirde yankı bulduğunu öğrenen IV. Murad'ın, kararından pişmanlık duyduğu ve bu pişmanlığı telafi etmek için önemli bir adım attığı ifade ediliyor.

Padişahın kararıyla Diyarbakır’a bağlı Kâbi Köyü’nün, bir fermanla Şeyh Aziz Mahmud Urmevi’nin çocuklarına bağışladığı belirtiliyor.

KÖYÜN GELİRLERİ VAKFA AKTARILDI

Tarihi kaynaklarda, IV. Murad’ın bağışladığı Kâbi Köyü’nün gelirlerinin, Şeyh Aziz Mahmud Urmevi adına kurulan cami ve medresenin bağlı olduğu vakfa tahsis edildiği yer alıyor.

Diyarbakır’da Doğal Yaşam Alanı'nın yeri belli oldu
Diyarbakır’da Doğal Yaşam Alanı'nın yeri belli oldu
İçeriği Görüntüle

Bu olayın, Osmanlı tarihinde nadir rastlanan türden bir pişmanlık ve onurlandırma örneği olarak öne çıktığı kaydediliyor.

Kaynak: Prof. Kenan Haspolat