Ferit Aslan

Dünyada barışı tanımayan, 1 dolara üretilip 1500 dolara temizlenen anti personel kara mayınları Diyarbakır’da masaya yatırıldı.

4492a65a-8236-4f00-a69f-cfeb9fd734ed

Mayınsız Türkiye Girişimi, Diyarbakır’da, Bara toplantı salonunda anti personel mayınları ile ilgili detaylı bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Mayınsız Türkiye Girişimi koordinatörü Muteber Öğreten, Türkiye’nin Ottowa sözleşmesine imza attıktan sonra yaptığı ve yapmadığı çalışmaları detaylı anlattı. 

“BARIŞI TANIMIYOR, HER YIL 5 BİN İNSANI YARALAYIP, ÖLDÜRÜYOR”

78f026d3-9c3c-43b6-9f60-49295d2b522b

Öğreten, “Mükemmel askerler” olarak tanımlanan ve “Barışı tanımayan” anti personel mayınlarının sadece sel gibi toprak kaymalarında yer değiştirdiğini söyledi. Aynı zamanda kitle imha silahları olarak ta bilinen anti personel mayınları yüzünde her yıl dünyada 5 binin üzerinde insanını yaralandığını yada öldüğünü ifade etti. 

“1 DOLARA ÜRETİLİP, 1500 DOLARA TEMİZLENİYOR”

afe0c8ba-84c8-433a-96fb-a6c9b09888bd

Yere döşendikten sonra yaklaşık 75 yıl aktif kalabilen, temizlenmesinin maliyetinin üretim maliyetinden bin kat olan mayınların 1 dolara üretilip, 1500 dolara temizlendiğini söyleyen Öğreten, “1 mayının çıkarılması yaklaşık 100 saati alıyor. Ülkeler bunlara ya ülke çıkarları yada güvenliğini gerekçe gösterip temizlemekten kaçınıyor” dedi. 

“1960 YILINA KADAR KONTROLLÜ, KAYITLI DÖŞENİYORDU”

cadb57aa-71fc-46ca-b003-93763cf45196

Muteber Öğreten, mayın temizliğinin arkeolojik kazılar gibi çok hassas bir işlem gerektirdiğini, ilk olarak Çin’de, ardından sırasıyla Avrupa ve Amerika’da bu mayınların kullanıldığını söyledi. Mayın döşeme işinin 1960’lı yıllara kadar kontrollü ve kayıtlı olduğunu da İfade eden Öğreten, konuşmasına şöyle devam etti:

Diyarbakır'da tarihi eser operasyonu: 2 gözaltı Diyarbakır'da tarihi eser operasyonu: 2 gözaltı

“TÜRKİYE’DE EN ÇOK BASINÇ TESİRLİ MAYIN KULLANILIYOR”

ff8b349c-3bf9-4b89-a6bd-56583b95e12c

“Bugün artık döşenen mayınların kayıtları tutulmuyor yada döşeyen devletler bu bilgileri saklıyor. Bu mayınların 350’den fazla çeşidi var ve Türkiye’de en çok 3 çeşidi kullanılıyor. Türkiye, en baçın basınç tesirli olan mayınları kullanıyor. Bu mayınların yanı sıra birde savaş ve çatışma artığı silahlar var. Türkiye’de bunlara çok rastlanıyor. İmzaya 1997’de açılan Uluslararası mayın yasaklanması anlaşmasına 164 devlet imzaladı. Sözleşmeye taraf olan devletler 4 yıl içinde stoklarını imha etme sözü verdi. Toprakta döşeli mayınlar için ise 10 yıl süre verildi.”

“TÜRKİYE. BİR MİLYON MAYINI'N SÜDECE YÜZDE 20’SİNİ İMHA ETTİ”

İmzalanan sözleşmeye göre 2025 yılında tüm mayınların temizlenmesinin hedeflendiğini, ancak şimdiye kadar sadece 30 devletin tüm mayınları temizlediğini ifade eden Öğreten, “Türkiye 1997 yılında mayınların üretimi ve ihracatını durdurdu. 2004’te Ottowa sözleşmesine taraf oldu. Türkiye’de sınırlarda ve askeri birliklerin çevresinde bir milyon mayın var bunun şimdiye kadar sadece 193 binini imha etti” dedi. 

“TÜRKİYE MAYINLARA 16 YILDA 1575 KAYIP VERDİ”

cadb57aa-71fc-46ca-b003-93763cf45196

Mayınsız Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğretir, Türkiye’de 2004 ile 2020 yıllara arasında toplam 1575 sivil, asker ve çocuğun mayınlar nedeniyle hayatını kaybedip yaralandığını da söyledi. Türkiye’nin mayın temizleme ile ilgili hala net bir programının olmadığını ve bunun için 2025 yılına kadar süre isteğini söyleyen Öğreten, sözlerini şöyle tamamladı:

“TÜRKİYE ELİNDEKİ EĞİTİM AMAÇLI MAYINLARI İMHA ETSİN”

“Şu anda Türkiye’nin mayın temizleme işi ve sınır güvenliği işi iç içe geçmiş durumdadır. Avrupa Birliği destekle fonlar ile doğudaki sınır güvenliği için duvar örme işini yaparken, mayınları temizlediğini söylüyor. Türkiye sözleşmeye imza atarken, mayın temizliği için bütçesinin yeterli olduğunu bildirmesine rağmen, bugün bu iş için fon arayışına girmiştir. Bizler, mayınlı arazilerin temizlenmesini, mayın riski eğitimi programının oluşturulmasını. Mayın mağdurlarının rehabilitasyon merkezlerine ulaşımının sağlanmasını, Türkiye’nin eğitim amaçlı elinde bulunan mayınların imha etmesini istiyoruz.”

Editör: Ferit Aslan