Kulp İnkaya Mahallesi'nde farklı alanlarda yapılan yüzey araştırmasında Bizans İmparatoru 1. Anastasius dönemine ait sikke bulunmasının ardından bölgede Diyarbakır Müze Müdürlüğü tarafından 2021'de kazıya başlandı. 

Danıştay, Emniyetin "Ses ve Görüntü Kaydı Alınmasına" ilişkin genelgesini iptal etti Danıştay, Emniyetin "Ses ve Görüntü Kaydı Alınmasına" ilişkin genelgesini iptal etti

Toplam 15'i uzman, 35 kişi tarafından yürütülen kazılarda bugüne kadar sikke, kandil, sütun ve altlıkları gibi eserlere ulaşıldı.

1500 YILLIK KİLİSE

Kazılarda bir duvara rastlanmasıyla çalışmalar burada yoğunlaştırıldı. Yapılan çalışmalarla dış duvarları ortaya çıkarılan yapının kilise olduğu belirlendi.

Ekipler kilise içerisinde yürüttükleri çalışmada ise yapının farklı alanlarına yayılmış mezarlara ulaştı.

Diyarbakır Müze Müdür Vekili Müjdat Gizligöl, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle 2021'de kazı çalışmalarına başladıklarını ifade ederek, şöyle dedi:

''Yürüttüğümüz çalışmalarda daha önce kilise kalıntısı olduğunu düşünmediğimiz  bir yapıyı tespit ettik. Bu yıl kazı çalışmalarında net bir şekilde anlaşıldı ki bu bir Bizans kilisesi. Burada çalışmalarımız hızlandı. Kilise muhtemelen 5, 6 ve 7. yüzyılda kullanılmış sonra tahribata uğramış, 13. yüzyıla kadar da mezarlık olarak kullanılmış. Kilisede 46 mezar bulundu. Bunlar, yetişkin, çocuk, kadın ve erkek çok farklı kişilere ait mezarlar. Mezarlar kilisenin tamamına yayılmış.''

''EN ESKİ BİZANS KİLİSELERİNDEN BİRİ''

kulp-2

Gizligöl, aşırı tahrip olsa da kilisenin Diyarbakır'da bulunan en eski Bizans kiliselerinden biri olduğunu söyledi.

Kazı sahasında kilise dışında kaya mezarları ve taş ocağında da çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Gizligöl, kazılarda şu ana kadar 13 envanterlik, 39 da etütlük mahiyette eser bulduklarını ve müzeye naklettiklerini bildirdi.

GHizligöl, şöyle devam etti:

''Sikkeler, arşaklar, (İplik eğirmede kullanılan iğin altında bulunan yarım küre şeklindeki topçuk) kandiller, sütun ve altlıkları, mezar buluntuları. Kendi dönemini yansıtan her türlü tarihi kültür varlığına rastlamak mümkün. Üzerinde tahlil yaptığımız için bulduğumuz eserler, o dönemin kültürü ve yaşam biçimi hakkında bilgi vermesi açısından kıymetli.''

''SURİYE'DEKİ ÖRNEKLERİNE BENZİYOR''

kulp1

Kazıda saha sorumlusu arkeolog Kemal Atak da kilise kalıntısının daha çok Suriye'deki örneklerine benzediğini ifade etti.

Kilisenin, tek nefli, daha sonra eklemeler yapılarak büyütüldüğünü anlatan Atak, Kiliseyi çevreleyen duvarları tespit ettiklerini ve kilisenin 25 metre uzunluğunda ve 15 metre genişliğinde dikdörtgen bir plana sahip olduğunu belirtti.

Atak, ''Kilise içinde metal haçlar, mimari bloklara çizilmiş haç motifleri mevcut. Mimarisi bazilika bir plan sunuyor bize. Apsisi (standart iki boyutlu bir grafiğin dikey eksenini ifade eder) bulunan dikdörtgen bir yapı. Bu kilise, çıkan buluntulara ve mimari planına baktığımızda ilk örneklerini temsil ediyor. Bu da günümüzden 1500 yıl öncesine tekabül ediyor'' dedi.

Kilisenin apsis kısmının çok dar olduğunu, yapının daha önce şapel (Hristiyanların tapınak veya kutsal alanı, bazen küçüktür ve büyük bir kuruma bağlıdır) olarak yapıldığını kaydeden Atak, nüfusun artmasıyla eklentiler yapılarak küçük mabedinm büyük bir kilise haline getirildiğini düşündüklerini söyledi.

Editör: EYYUP KAÇAR