Üç büyük dinin kutsal kitaplarında adı geçen Dicle Nehri'nde bazı dini gruplar, Hindular gibi yıkanarak günahlarından arındıklarına inanıyorlardı.

Binlerce yıldır medeniyetlerin varoluş ve yıkılışına tanıklık eden Fırat Nehiri ile birlikte bereketli hilal Mezopotamyayı oluşturulan Dicle Nehri Tevrat’ta Digris, İncil’de Tigris, Kuran’da Dijle olarak geçer. 

CENNETİ SULAYAN 4 IRMAKTAN BİRİ

İncil’de; Kür, Araz, Dicle ve Fırat nehirleri ''Cenneti sulayan dört ırmak'' olarak geçer. Bu nehirler arasında ise Aden Cenneti olduğu, ve bu açıdan Diyarbakır, Ermeniler için bölgesinin Kudüs'ü kadar önemsenir.

ARINMA YERİ DİCLE

Hıristiyanlığın bazı tarikatlarında Dicle Nehri ayrı bir özellik gösterir ve bu inanışa göre, arınış yeri olarak kutsaldır.

Hinduların kutsal olarak gördükleri Ganj Nehri'nde yıkanarak günahlardan arınma gibi Dicle Nehri'nin de aynı amaçlarla kullanıldığı belirtiliyor.

Irak'ki Seba tarikatının Dicle Nehri'ni arınma ve vaftiz için kullandıkları ifade edilerek, şöyle deniliyor:

''Irak'ta kendi dünyalarında yaşayan Seba tarikatı üyeleri geleneksel arınma ve vaftiz törenlerini Dicle'nin soğuk sularında gerçekleştirir.

Yaklaşık 100 bin üyesi olan Irak'taki Hıristiyan tarikatının müritleri Dicle'nin sularında hem günahlarından arınır, hem de çocukları vaftiz ederler. Kökleri Vaftizci Yahya'ya dayanan ve Hz. İsa'nın ölümünden 200 yıl sonra kurulan bu tarikatın müritleri, hiçbir yabancıyla konuşmuyor ve kendi ilkel dünyalarında yaşamayı tercih ediyorlar.''

“Mesut hoca devam ederse Diyarbakır’dan ev tutacağız” “Mesut hoca devam ederse Diyarbakır’dan ev tutacağız”

Kaynak: Propf. Dr.Kenan Haspolat
 

Editör: EYYUP KAÇAR