Algül'ün b u hafta kaleme aldığı yazısı şöyle:

Cegamedya yazarlarından Algül, yıllardır konuşulan yeraltı geçitlerine belgelerle  ışık tutuyor.

Kapadokya yeraltı şehirleriyle meşhur olup oldukça fazla turist çeker. Almanya'da da kanalizasyon sistemleri için  yaygın bir turist aksiyonu vardır.
Diyarbakır’ın da altında ismi ne olursa olsun geniş bir yeraltı oluşumunun olduğunu kaynaklar belirtiyor. 

Bu yeraltı oluşumlarının bir çoğunun giriş yerlerinin Olağanüstü Hal ve hendek olayları döneminde beton dökülerek kapatıldığı iddia edilmektedir. 

Diyarbakır’ da yaşı kemale ermiş kişilere sorduğumuzda İçkaleden Sur Burçlarında nöbet tutan askerlerin nöbet değişimlerini alt geçitlerden yaptıkları söylenir. 

Diyarbakır’daki bu yeraltı oluşumunun güzergahı kaynaklarda şöyle anlatılır;  Fiskaya–Çiftkap-Urfa kapı bir güzergah; Melik Ahmet-Urfa kapı bir güzergah; Fiskaya-Mardin kapı bir güzergah; Mardin Kapıdan da Şemsilerin kullandığı divleğe inen bir yer altı yolundan bahsediliyor. 

Osman Hamdi Bey'in eserine yansıyan Diyarbakırlıların giyim kültürü Osman Hamdi Bey'in eserine yansıyan Diyarbakırlıların giyim kültürü

İç Kale'nin altında da yaygın bir yeraltı geçitleri vardır. Vakid’nin verdiği bilgilere göre yani anlattığına göre MS.639’da Diyarbakır hükümdarı Meryem-i Dara kale fethedilince servetiyle yeraltı geçidinden Seyrantepeye ulaştığını öğreniyoruz.

YERALTI HAPİSHANESİ

Diyarbakır’daki yeraltı oluşumları genelde yol çalışmaları kazıları sırasında ortaya çıkmaktadır. Eski SSK Hastanesi, şimdiki Çocuk Hastanesinin karşısındaki, yani yanından geçen asfaltlı yolun altından Fiskaya'ya kadar inen bir hapishanenin varlığından söz ediliyor. 

Bu yeraltı hapishanesinden dolayı zaman, zaman bu güzergahtaki yolun çökmesine neden olduğu da görülmüştür. Bu hapishanenin kapısı Fiskaya'daki bir evin içinde olması muhtemeldir. Buranın mukimi, yani bu evin sahibi bu hapishaneye evinin içindeki kapısını açıp girmekte ve depo olarak kullandığı ihtimaller arasındadır.

Bunun ortaya çıkarılması gerekir. Ortaya çıkmaması kentin turizmi adına büyük kayıp olduğunu söyleyebiliriz.

İSKENDER PAŞA KONAĞI'NDAN FİSKAYA'YA AÇILAN GEÇİT

İskender Paşa, 1551 yılında Erzurum Beylerbeyliği'ne tayin olur. Bu görevi ifa ederken Ardanuç Kalesi'ni alır, Ardahan ve çevresini fetheder. Narman Kalesi'ni de kansız zapt eden İskender Paşa’ya, bundan sonra Diyarbakır Beylerbeyliği verilir. 

Paşa, Diyarbakır Valiliği'nde bulunduğu sırada diğer görev yerlerinde yaptığı gibi çeşitli hayır işlerini sürdürür. Diyarbakır’da İskender Paşa Camii'ni yaptıran Paşa, bir hamam ve o zaman un fabrikası görevini gören beş değirmen, bir köşk yaptırmış, Hamravat Suyu'nun şehre akmasını sağlamıştır. 

İskender Paşa’nın yaptırdığı ve yazlık olarak kullandığı bu köşkün Fiskaya'da Dicle Nehrine hakim bir konumda olduğu tahmin ediliyor. Çünkü İskender Paşa, günümüzde müze olarak kullanılan İskender Paşa Konağından Fiskayaya uzanan bir yeraltı geçidinden bu yazlık köşke fayton ile zaman zaman ailesiyle bu geçitten pikniğe gittiklerini İskender Paşa torunları da teyit ediyor.

Halen Diyarbakır'da yaşayan, İskenderoğullarının torunlarıyla yapılan görüşmede büyük ninelerinin İskender Paşa Konağı'ndan yeraltı yoluyla Fiskkaya'ya pikniğe gittiğini ifade etmişlerdir..

Bu açıklamayı değerlendirdiğimizde, Bu yer altı geçidinin bir kanalizasyon olduğunu söyleyenlerin tezini çürütmüş oluyor. Bence de bu yeraltı oluşumu kanalizasyon değildir, bir yeraltı geçididir. 

Bu geçidin son derece geniş, bazalt taşlarıyla kaplı, kavisli ters, u şeklinde bir geçit olduğu da söylenmektedir. Ayrıca Urfa Kapı'dan Balıkçılarbaşı’na  uzanan Melik Ahmet Caddesinde yapılan yol çalışmalarında ortaya çıkan bir yer altı oluşumunda odalar ve kapılardan bahsedilmektedir. Bu kazı çalışmaları sırasında çıkan altın sikkelerin yağmaya gittiği halen hatırımızdadır.

Devam edecek (Albert Gabriel  Ne Diyor?)

Editör: EYYUP KAÇAR