00:00
00:00


Diyarbakır ile ilgili kaynaklarda yer alan bilgilere göre, mahlası “Hamîdî” olan Abdülhamîd Efendi b. Hacı Bâkî, Osmanlı'nın son döneminde ilim, irfan ve mücadeleyle örülmüş bir hayatın sahibiydi. Diyarbakır’ın önde gelen müftülerinden olan Hamîdî, ilmi şahsiyetiyle olduğu kadar dik duruşu ve adaletiyle de tanınıyordu.

Eğitimini, dönemin tanınmış âlimlerinden Payaslı Ömer Efendi’den alan Hamîdî'nin, aynı zamanda Emîrî Efendi’nin hocası olan Şa’bân Kâmî Efendi’nin de üstadı olduğu da belirtilirken, bu yönüyle hem kendi dönemine hem de sonraki nesillere ilmi miras bırakan önemli bir şahsiyet olarak öne çıktığı kaydediliyor.

ZALİMLERE KARŞI DURDU, SÜRGÜNLE CEZALANDIRILDI

Hamîdî’nin ilk müftülük görevinin 8 Nisan 1810 tarihinde başladığı, ''Emr-i bi’l-hak nehy-i ‘ani’l-münker'' yani doğruyu emretmek ve kötülükten men etmek düsturunu hayatının merkezine aldığı, bu duruşu sebebiyle mazlumların umudu, zalimlerin ise hedefi olduğu ifade ediliyor.

Dönemin idarecilerinin rüşvetle işlerini yürütmesine karşı çıkan Hamîdî'nin, çeşitli iftiralara uğrayarak Bâb-ı Âli’ye defalarca şikâyet edildiği belirtilirken, bu sebeple tam beş kez sürgün edildiği ve her seferinde beraat ederek görevine döndüğü anlatılıyor.

Diyarbakır'da silahlı saldırıda yaralanan Silvan Muhtarlar Derneği Başkanı öldü
Diyarbakır'da silahlı saldırıda yaralanan Silvan Muhtarlar Derneği Başkanı öldü
İçeriği Görüntüle

Hamidi'nin 1822 yılında gönderildiği son sürgünde, daha ilk durakta öldürüldüğü ve Diyarbakır’ın sur dışında yer alan Gelbenigör semtinde defnedildiği bildiriliyor.

ŞİİRLERİYLE DE HATIRLANIYOR

Her ne kadar ilmi yönüyle öne çıksa da Hamîdî'nin, edebiyatta da iz bırakmış bir isim olduğu, rivayetlere göre sadece üç gazel kaleme aldığı ve bunlardan ikisinin nazire olduğu, gazellerin mahlas beyitlerinin ''Tezkire-i Şu’arâ-yı Âmid'' adlı eserde kayıtlı olduğu ifade ediliyor.

Hamîdî’nin yazdığı nazirelerden birinin, dönemin önemli devlet adamlarından Sadrazam Râgıb Paşa’ya ait olduğu belirtilerek, şairin kaleme aldığı şiirlerin sayısının bundan çok daha fazla olduğu da halk arasında sıkça dile getirilen bir rivayet olduğu bildiriliyor.

UNUTULAN BİR KAHRAMAN

Hamîdî'nin, yalnızca bir müftü ya da şair değil; aynı zamanda zulme boyun eğmeyen bir hak savunucusu olduğu, beş kez sürgüne gönderilmesine rağmen geri adım atmadığı belirtiliyor.


Kaynak: Şevket Beysanoğlu / DFSA (1. Basım Ankara1966, 2. Basım 1996), İhsan Işık / Diyarbakır Ansiklopedisi