İnsanlık tarihinin tarım, mimarlık, toplumsal yapı ve inanç sistemi gibi temel taşlarının ilk atıldığı yerlerden biri olan Çayönü'nün, medeniyetin doğduğu noktalardan biri olarak öne çıktığı belirtiliyor.
M.Ö. 10.000’li yıllara uzanan ve UNESCO’nun “geçici miras listesine” girmeye aday olan Çayönü, sadece Türkiye’nin değil, tüm insanlığın ortak kültürel mirası kabul ediliyor.
İnsanlık tarihinin en erken yerleşim izlerini barındıran ve 1963 yılında keşfedilen Çayönü Tepesi'nde 60 yıldır kazı çalışmaları devam ediyor.
İnsanlığın 12 bin yıl önce bıraktığı izler, bu yıl da başlatılan kazılarla aranıyor.
Çayönü kazıları, bu yıl Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nden Doç. Dr. Savaş Sarıaltun başkanlığında sürdürülüyor.
KAZILARDA REKOR ALAN: 4 BİN METREKARE
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras” projesi kapsamında yürütülen kazı çalışmalarında, sadece bu sezon 4.000 metrekarelik alanın kazılması planlanıyor. Bu oran, Türkiye arkeolojisi açısından son yılların en büyük atılımlarından biri olarak değerlendiriliyor.
60 yıllık süreçte toplamda 6.550 metrekarelik alanın kazıldığı göz önünde bulundurulduğunda, bu yılki kazılar bilimsel ve kültürel anlamda büyük bir dönüm noktası olma niteliği taşıyor.
BİLİMSEL MERKEZDEN TOPLUMSAL KALKINMAYA
Kazı ekibi; arkeolog, mimar, restoratör ve konservatörlerden oluşan 17 uzmanın yanı sıra, 22 akademisyen ve yaklaşık 20 üniversite öğrencisinden oluşuyor. Ayrıca, bölge halkının projeye katılımını artırmak amacıyla 40’a yakın kadın tarım işçisi de çalışmalara dahil edildi.
Bu yönüyle Çayönü kazıları, yalnızca arkeolojik bilgi üretme değil; aynı zamanda eğitim, toplumsal kalkınma ve kadın istihdamı alanlarında da örnek bir model oluşturuyor.