Diyarbakır'a 19. yüzyılda gelen ve Ulucami'yi ziyaret eden İngiliz gezgin Horatio Southgate'in notlarında oldukça ilginç detaylar yer alıyor.

Caminin sadece bir ibadethane olmadığını, aynı zamanda bir mimari harikası ve kültürel bir buluşma noktası olduğunu gözler önüne serdiğini ifade eden Southgate'in ''Doğuludan çok Avrupalı'' olarak tanımladığı Ulu Cami, kare minaresi, eğimli çatısı ve yuvarlak pencereleriyle alışılmışın dışında bir siluet çizdiğini kaydediyor.

GİZEMLİ YAPI

Diyarbakır ve Mardin, Almanya'dan gelen kadınları büyüledi Diyarbakır ve Mardin, Almanya'dan gelen kadınları büyüledi

Ulu Cami'nin, Diyarbakır'ın tarihi dokusuna sinmiş, gizemli ve etkileyici bir yapı olduğu belirtilerek, ''ziyaretçilerine hem mimari bir şölen sunuyor, hem de geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Bu kadim yapı, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda farklı kültürlerin buluştuğu, tarihin ve sanatın iç içe geçtiği bir mekan'' deniliyor.

ULUCAMİ'NİN GİZEMLİ DETAYLARI

Southgate, caminin minaresinin, kare şeklinde inşa edildiği ve bu özelliğiyle diğer camilerden ayrıldığı ifade edilerek, şöyle deniliyor:

''Çatısı eğimli ve pencereleri yuvarlak olan cami, Avrupa mimarisinden izler taşır.

Caminin avlusunda bulunan geniş fıskiye, ziyaretçilere serin bir atmosfer sunar. Avlunun dört bir yanında, Sünni İslam'ın dört mezhebine ait ayrı bölümler bulunur. Cami, geçmişte bir Hıristiyan kilisesi olarak kullanılmıştır ve bu nedenle farklı kültürlerin izlerini taşır.''
 

Kaynak: Kasım Ertaş