Diyarbakır’ın Bismil ilçesindeki Üçtepe Mahallesi, sıradan bir yol güzergâhı gibi görünse de, topraklarının altında binlerce yıllık bir medeniyeti saklıyor. Bu höyük, 1861 yılında İngiliz seyyah ve dönemin Diyarbakır Başkonsolosu John George Taylor tarafından kazıldığında, tarihin derinliklerinden iki önemli anıt gün yüzüne çıkarıldı: Üzerinde Asurca yazılar olan iki dikilitaş.
Ancak bu iki eser, kazıdan sadece iki yıl sonra İngiltere’ye götürüldü. Şu anda British Museum’da “Kurk Monolitleri” olarak sergilenen dikilitaşlar, ait oldukları topraklardan binlerce kilometre uzakta.
GERİYE SADECE FOTOĞRAFLARI KALDI
Diyarbakır’daki İçkale Müzesinde bu eserlerin yalnızca siyah beyaz fotoğrafları sergileniyor. Orijinal eserler ise hâlâ iade edilmedi. Arkeoloji çevreleri bu duruma uzun süredir tepkili.
Uzun yıllar sessiz kalan höyükte 1989’da yeniden kazı başlatıldı. İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Veli Sevin başkanlığında yürütülen çalışmalar sonucunda, 6 metre kalınlığında duvarlara sahip görkemli bir Asur sarayı kalıntısı ortaya çıkarıldı.
Kazılarda ayrıca Huriler, Romalılar ve Helenistik döneme ait yüzlerce parça bulundu: altın takılar, bronz heykeller, cam süs eşyaları ve sikkeler... Bugün bunların tamamı Diyarbakır Müzesinde sergileniyor.
12 KRAL OLAYI VE KARKAR SAVAŞI
British Museum’daki dikilitaşlardan biri, M.Ö. 853’te yaşanan Karkar Savaşı’na dair eşsiz bilgiler sunuyor. Asur Kralı III. Şalmanezer’in yazdırdığı metin, İsrail Kralı Ahav’ın da aralarında olduğu 12 kralın oluşturduğu koalisyona karşı verilen savaşı anlatıyor.
“Ben (III. Şalmanezer) Karkar şehrine yaklaştım… 12 kralı bozguna uğrattım, askerlerini yok ettim…”
Yalnızca askeri tarihi değil, aynı zamanda o dönemin siyasi dengelerini de anlatan metnin tamamında şu ifadelere yer veriliyor:
''“Ben (III. Şalmanezer) Karkar şehrine yaklaştım. Bu Şam kraliyet şehrini yerle bir edip yaktım. Şam’lı Hadad-Ezer’in bin 200 savaş arabasını, bin 200 süvarisini ve 20 bin askerini yok ettim.
Ayrıca, Hamatlı İrhuleni’nin 700 savaş arabasını, 700 süvarisini ve 10 bin askerini; İsrail kralı Ahav’ın 2 bin savaş arabasını ve 10 bin askerini; Bibloslu 500 askeri; Mısırlı 1 bin askeri; İrkanatu topraklarından 10 savaş arabasını ve 10 bin askerini; Arvad kentin’den Matinu-Baal’ın 200 askerini; Usanatu topraklarından 200 askeri, Şianzu topraklarından Adon-Baal’ın 30 savaş arabasını ve binlerce askerini; Arabistanlı Gindibu’nun bin devesini; Amonlu Baasa’nın yüzlerce askerini yok ettim. Şam kralı ve 12 kralını bozguna uğrattım…Karar şehrinden Gilazu şehrine kadar onları yenip kovaladım…''
HİKÂYE BURADA BAŞLADI, AMA ORADA BİTİYOR
Dikilitaşlar, Anadolu’nun kadim topraklarında bulundu, Asur tarihinin en net belgelerinden biri olarak kabul edildi ama hikâyeleri başka bir ülkede son buldu.
Diyarbakır’da, kendi toprağında doğan bu anıtlar şimdi sadece birer hayal gibi. Çünkü bazı hazineler, ait oldukları yerdeyken gerçek değerini kazanır.