Diyarbakır Barosu, Bağlar ilçesinde 21 Ağustos'ta kaybolan ve cansız bedeni 19 gün sonra bulunan 8 yaşındaki Narin Güran soruşturmasına dair baro binasında basın toplantısı düzenledi.

Eren Baro Narin

Baro Başkanı Nahit Eren, "Soruşturma kapsamında yayın yasağı ve gizlilik vardı. Soruşturma gizliliği ve yayın yasağını karıştırmayın. Belirli medya tarafından ‘dosyanın gizliliğini’ ihmal eden ifadeleri sayfa sayfa paylaştılar. ‘Narin için adalet’ diyorsan ama bu ifade tutanaklarının paylaşımı bizi faillerden uzaklaştıracak. Haber hakkı kapsamında görmediğimiz, basın mesleği açısından etik bulmadığımız yöntemlerle bu ifade tutanakları günlerce paylaşıldı. Kamuoyu Narin'e karşı sağlıklı bilgi almak istiyor. Ülkede bu durum etki uyandırdı ve Narin gibi benzer olaylara toplum olarak ‘dur’ denilecek bir duyarlılık oldu. Benzer kaybettirme, taciz noktasında bu duyarlılık kıymetli ve anlamlıdır" dedi.

Barodan başvuru

Diyarbakır'daki mezara ziyaretçi akını Diyarbakır'daki mezara ziyaretçi akını

Eren, ilk andan itibaren soruşturma sürecini takip ettiklerine işaret ederek, "Hukukun üstünlüğünü savunmak için varız. Narin gibi çocukların dosyalarına Diyarbakır Barosu yıllardır dahil olmuştur. Bugün itibariyle Diyarbakır Barosu olarak faillerin hak ettiği cezaları almak için soruşturma doyasına müşteki olarak başvuruda bulunduk. Aile bireylerinin hepsinin şüpheli olmasından kaynaklı Diyarbakır Barosu olarak dosyaya resmi anlamda müşteki başvurusunda bulunduk" dedi.

Soruşturma aşamasında yaşananlar

Narin kaybolduktan sonra ilk olarak Enes Güran'ın gözaltına alındığını belirten Eren, "Benzeri vakalarda yakın aile bireylerinin ya da komşuların fail ve şüpheli olduklarını iyi biliyoruz. Hem kolluk hem soruşturma makamları böyle bir şüpheye başvurmadı. İhbar ve sözde tanık beyanlarıyla Narin kaçırılmış gibi gösterildi. Bu bize göre eksik ve ihmal. Bu yöne hep işaret ettik. İlk defa basın önünde bunu paylaşıyorum. Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi ile kurduğumuz iletişimle baro olarak hiçbir şekilde köyle iletişime girmedik. Yine yanılmadığımız tecrübeyle ortaya çıktı. Birçok yanlışı, soruşturmaya zarar verdiğini hisseden biri olarak Enes Güran elindeki izlerle gözaltına alındı, aynı gün İstanbul'a götürüldü. Kollarındaki, yüzündeki morarmayı aradan başkasına ait DNA örneğine benzetilmeden inceleme yapıldı. Bu Narin'e ait de olabilir olmaya da bilir. Sonraki gün anne şüpheli olarak gözaltına alındı, serbest bırakıldı. DNA örneği amcanın aracında bulundu, şüpheli olarak gözaltına alındı ve amca tutuklandı. 8 Eylül itibariyle Narin'in bedeni nehir kenarında bulunduğu süreçte 23 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Biri imamdı, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Nevzat Bahtiyar aynı gün gözaltına alındı. Nevzat’ın itirafçı, gizli tanık olduğu basına yansıtıldı" dedi. Eren, Nevzat'ın verdiği bilgilerin doğru olmadığının tespit edildiğini kaydetti.

Açıklamalar neye göre yapıldı?

İlk resmi açıklamanın 25 Ağustos’ta Diyarbakır Valiliği tarafından yapıldığını hatırlatan Eren, "Kan örneğinin bulunmasının ardından, söz konusu kan örneğinin mahalle sakinlerinden bir çocuğun burnunun kanamasından sonra tespit edildiği açıklandı. Halen dosyada kan örnekleri sonuçlarını bekliyoruz. Neye göre bu açıklama yapıldı. Yine köylülerden alınan beyan üzerine bu açıklamanın yapıldığını görüyoruz. Muhtar ve diğer tanıkların belirleme ve yönlendirmeleriyle kamuoyunun buna yöneldiğini söyleyebiliriz. Devletten Narin'in bulunacağını dair başka bir açıklama oldu. Neye göre bu açıklama yapıldığına dair bir gelişme açıklanmadı. Dosyaya gelmiş tek bir belge ve beyan yok. En önemli nokta; Diyarbakır Barosu, tek bir evrakı soruşturma makamları ve kolluktan almadı. Avukatlarımız bu belgeleri almalarının hakları olduğunu söylediler. Biz bu belgelerin kamuoyuna sızdırılması iddiasından kaynaklı kendilerinden ricada bulundu. Baro başkanı olarak otopsiye katıldım. Herkes bir tutanak paylaştı ve buna ön adli tıp raporu dediler. Bu rapor değil, tutanaktı. 3 savcının durum tespitiydi" dedi.

‘Kopan bacakta et parçaları yoktu’

Eren, "Narin’in kemikleri ile bacağıyla ilgili açıklamalar yapıldı. Nevzat'ın çarşaf çarşaf beyanları var. Narin'in bir bacağının dışarıda kaldığı, çantasındaki ipi koparıp bağlamaya çalışıyor. Bacağının dışarıda kaldığını ifadesinde anlatıyor. O bacak kopmuştu doğru. Kopan kemik parçalarının üzerinde hiçbir et parçasının olmadığını açıklamak istiyorum. O bacağın kesin kopma sebebi raporla açıklanacak. Kemik parçalarının üzerinde et parçalarının olmaması su üzerinde bir canlının teması söz konusu” diye belirtti.

Eren, bir gazetecinin "Yani dışarıdan hayvan müdahalesi mi?" sorusuna, "Torba içerisindeki bedenin deforme olmakla beraber bütünlüğünü koruduğunu ama bacağın üzerinde hiçbir et parçasının bulunmadı" yanıtı verdi.

Salim Güran’ın ifadesi yeniden alınmalı

Soruşturma kapsamında ilk tutuklanan amca Salim Güran'ın ifadesinin acil bir şekilde yeniden alınması gerektiğini vurgulayan Eren, bunun için talepte bulunduklarını aktardı. Eren, “Bütün ifadeleri bizzat avukatların aldığı şu şekilde işaretlidir. Bunu rica ederken de işaretledim ki işaretlenmemiş bir belgenin bizden çıkmadığını belirtmek için aldım. Savcı da cumhuriyet başsavcısı da bunun farkında" dedi.

'Narin ilk gün bulunabilirdi'

İfadelerin bir kısmının basına yansıtıldığını söyleyen Eren, özellikle Enes'in gözaltına alındığı 29 Ağustos tarihi sonrası mahallede toplantılar yapıldığını dile getirdi. Eren, "Nasıl yönlendirildikleri ifadeye yansıdı. Kimler tarafından nasıl ifade verildiği kendilerine yansıtılıyor. Olayların oluş tarzı, yer zaman itibariyle bilgiler çelişiyor. Bu anlamda bütün ifadeler birbiri ile çelişiyor. Olayın oluş tarzı, sebebin, öldürme fillinin alınan ifadelere göre amcanın somut anlamda öldürdüğünü ve kendisinden gizlemesini istediği beyanı var. Ben bir avukat olarak bu soruşturma neticesinden faillerin ortaya çıkacağını biliyorum. İlk gün aileden şüphelenme olsaydı Narin bulunurdu” ifadelerini kullandı.

'Ölüm sebebi raporu dosyada yok'

Eren, Güran'dan alınan DNA örneklerine işaret ederek, "Geçmişte birlikte çalıştığımız ATK uzmanları ile görüştük. 19 gün o suyun niteliğine göre kalan cesedin üzerinde 3'üncü kişilere ait DNA örneklerinin kaybolacağını onlar da ifade etti. Otopside 91 adet numune sadece biyolojik inceleme için alındı. Organlar, bedeninden, boğazından, başından alınan kemikler, çantasındaki etek, terlikleri, tokası, saç içlerinden 91 örnek alındı. Maalesef başkasına ait tek bir DNA örneği bulunmadı. Beklediğimiz birden fazla rapor var. İstanbul ATK'den beklediğimiz entolojik rapor var. Ölüm sebebine ilişkin bir rapor dosyamızda yok. Hala tartışılıyor, Narin'in kırmızı eşarbı, eteği çantasının içindeydi" dedi.

'Dosyanın karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz'

Belgelerin sızdırılmasına ilişkin sorulara yanıt veren Eren, "Soruşturmaya zarar vermemesi için paylaşılmaması lazımdı. Bu paylaşımlar bizim dışımızda bir olgu” dedi.

 Diyarbakır il Jandarma Komutanı Tümgeneral Selçuk Yıldırım’ın beyanlarına dair soruya yanıt veren Eren, “Bana göre soruşturma dosyasına yansımadığı için kolluk istihbarİ araştırma da yapar. Ben bunun karşılığının ne olduğunu savcılıktan da istediğimde ellerinde somut bir bilgi, belgenin olmadığına işaret edildi. Sahada çalışanların kendilerine vermiş olduğu bilginin yanılgısı ya da istihbarı bir çalışma ile öyle bir değerlendirme yapılmış olabilir. Kendileri umarım buna ilişkin ileride açıklama yapar” diye konuştu. 

Eren, dosyanın karatılma durumuna ilişkin "Amed barosu avukatları bu dosyanın karanlıkta kalmasına izin vermeyecektir” dedi.

Dosyaya gelen ses kaydına değinen Eren, söz konusu kişi ile üçüncü kişi arasında bir ses, görüşme imajının ortaya çıktığını ama sorulan soru ve alınan cevabın çok önemli olduğunu belirtti. Eren, o kayda ilişkin soru işaretlerini gidermek için de zamana ihtiyaç olduğunu söyledi.

Editör: Nazmi Kahraman