Diyarbakırlı şair tek şiir kitabı yayımladı, ama Türkiye'nin en çok basılan kitaplarından biri oldu.

Diyarbakır, binlerce yıl yaşamın kesintisiz sürdüğü dünyadaki ender kentlerden biri. İnsanların avcı ve toplayıcılıktan ilk yerleşik düzene geçtiği yer olan Diyarbakır, bazılarına başkentlik de yapan 33 medeniyetin izlerini taşıyor. 

Kadın ve erkek; şair, düşünür, ressam, müzisyen, yazar, dengbej, fotoğrafçı, tiyatro ve sinema oyuncusu ve ilk robotu yapan bilim insanı gibi dünyaca tanınan çok sayıda bilim, kültür ve sanat insanının yetiştiği kadim kent Diyarbakır'ın yetiştirdiği şairlerden biri de Ahmed Arif.

AHMED ARİF'İN HALKEVİ DERGİSİ'NDE BAŞLAYAN SERÜVENİ

Türk edebiyatının sevilen şairlerinden Ahmed Arif, 23 Nisan 1923'te Diyarbakır'da dünyaya geldi. Babası Arif Bey'in devlet görevlisi olması ve annesi Sare Hanım'ın ulemadan olmasıyla çeşitli kültürleri bir arada deneyimledi. 

Siverek ve Harran'da geçen çocukluk yıllarında Zazaca, Kürtçe ve Arapça gibi dilleri öğrendi.

Eğitim hayatına Afyon Lisesi'nde devam eden Arif, edebiyat tutkusuyla tanındı. Şiir yazmaya Afyon Halkevi Dergisinde yayımlanan ilk eseriyle başladı. Ankara Üniversitesi'nde felsefe bölümüne kaydolsa da mezun olamadı.

33 KURŞUN ŞİİRİ

Ahmed1

Ahmed Arif, şiirlerinde samimi anlatımı, alışılmamış bağdaştırmaları ve serbest ölçüyü kullanarak Güneydoğu Anadolu coğrafyasına ve Çukurova'ya önemli bir yer verdi. 

Şair, 1950 yılında Hürriyet gazetesinde okuduğu bir röportaj ile 1943'te Van'da gerçekleşen ve tarihe ''Muğlalı Olayı'' olarak geçen olayı öğrenince, etkilendiği bu olayı konu edinen bir şiiri yazdı.

Bir ağıt olarak tasarladığı, hiçbir zaman yayımlamayı düşünmediği ''33 Kurşun'' başlıklı şiir, çok kısa zaman içerisinde elden ele dolaşarak çok bilinen bir şiir haline geldi. 

İKİ KEZ TUTUKLANDI

Öne çıkan şiirler arasında yer alan ''33 Kurşun'' şiiri daha yayımlanmadan hakkında soruşturmalar açılan Ahmed Arif 2 kez tutuklandı.

“Mesut hoca devam ederse Diyarbakır’dan ev tutacağız” “Mesut hoca devam ederse Diyarbakır’dan ev tutacağız”

O tarihlerde yürürlükte olan TCK'nın 141. Maddesi'nden; ''herhangi bir sosyal sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde tahakkümünü kurmayı veya bir sosyal sınıfı ortadan kaldırmayı amaçlamak, bir örgüt kurmak ve bu yönde propaganda yapmak'' ve 1952'de de TCK'nın 142. maddesi'nden ''Gizli örgüt kurma'' savıyla iki kez tutuklanan Arif, verdiği röportajlarında İstanbul Sanasaryan Han'da işkenceye maruz kaldığını anlatır.

OTYAM'IN RÖPORTAJLARIYLA ÜNLENDİ

Ahmed

Tutukluluk döneminde yaşadığı sıkıntılara rağmen şiir yazmaya devam eden Ahmed Arif, 1960'larda Fikret Otyam'ın röportajlarıyla ünü daha da arttı. 1968'de yayımlanan ''Hasretinden Prangalar Eskittim'' adlı tek şiir kitabı Türkiye'nin en çok basılan şiir kitaplarından biri oldu.

Ahmed Arif, 1977'de emekli olduktan sonra Ankara'da yaşamını sürdürdü. Şiirlerinde Güneydoğu Anadolu halkının yaşamını yansıttığı için geniş bir hayran kitlesine sahip olan Arif, 2 Haziran 1991'de kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.

Ahmed Arif'in hayatı, edebiyat dünyasına ve Türk kültürüne büyük katkılarda bulunan bir şair olarak hatırlanmaktadır.

Editör: EYYUP KAÇAR