089e864e-c230-413b-b383-717047bb5683

Ferit Aslan

Yılın 300 gününde güneşli olduğu için güneşin üzerinde batmadığı ilçe olarak bilinen Muğla’nın turistik ilçesi Datça’nın daracık sokakları ve taş evleri ile Diyarbakır’ın kalbi Sur ilçesine benzediğini biliyor muydunuz? Geçmişi Milattan Önce 2000 yıllara dayanan Datça’nın Ege ve Akdeniz’in kıyı ilçelerine göre daha az yabancı turisti ağırlaması ile dikkat çekiyor.  

22abff7b-3903-45bc-8243-5edbce64e66c

Datça'nın karadan tek yolu var

Yarımadaya kurulu ilçeye gitmek için deniz yolu dışında karadan tek yol bulunuyor. Datça’ya gitmek için Muğla’nın Marmaris ilçesine vardıktan sonra yol ayrımından sonra dağları aşmak gerekiyor. Her iki tarafı deniz manzaralı virajlı dağ yolunu tırmandıktan sonra araçla Marmaris’ten yaklaşık 1 saat süren bir yolculuğun ardından Datça’ya ulaşmak mümkün. 

01115fff-9f91-418c-b520-940ae53b1d6b

Son yıllarda yapılan modern yapıların yanı sıra ilçe girişinde tabelalarda “Eski Datça” yazısı ziyaretçilerin ilk dikkatini çeken yerlerden biri. 

671f375c-0fca-4a75-acaa-7c1848e60220

Eski Datça, daracık sokakları, 1 veya 2 katlı taştan yapılmış tarihi binaları ile yerli ve nadiren de olsa ilçeye gelen yabancı turistlerin ilk durağı oluyor. Araç trafiğine kapatılan eski yerleşim yerinde dinlenmek ve mola vermek isteyenler için kafe ve restoranlar bulunuyor. Tarihi evlerde açılan iş yerlerinde de Datça ile ilgili çeşitli hediyelik eşyalar satılıyor. 

d8af2871-ccc4-4c15-aa1d-50ed1cca3f4a

“Can Baba burada” 

İlçenin eski yerleşim yerinde dikkat çeken adreslerden biri de  şair Can Yücel’in kaldığı ev. Mezarı da ilçede bulunan şair Yücel, Datça’ya olan sevgisiyle biliniyor. İsmi Datça ile özdeşleşmiş olan Can Yücel, tarihi yerleşim yerindeki evi de müzeye dönüştürülmüş. Yücel’in evinin girişinde fotoğrafları, şiir ve yazıları yer alıyor.

ffda3b19-9d6e-41e8-b43f-1a6b5ae5e7a5

Eski yerleşim yeri daracık sokakları, 1 veya 2 katkı taş evleri ile Diyarbakır’ın kalbi Sur ilçesini anımsatıyor. Bir kısmı sonradan restore edilen tarihi evlerin bir kısmı, modern yapıların içinde dikkati çekiyor. İlçenin bir diğer tarihi mekanı ise yarımadanın en uç noktasında bulunan Knidos antik kenti. Buraya ulaşmak da ilçe merkezinde araçla yaklaşık 1 saatlik yolculukla ulaşmak mümkün. Denize sıfır noktasında bulunan antik kent görenleri kendine hayran bıraktırıyor. 

783265ac-cde4-48ce-8905-2b69e68acdfe

Datça’da yılın 300 günü güneşli geçer

Datça, tipik bir Akdeniz iklimine sahip, Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Üç tarafı denizle çevrili yarımadada yazın esen serin kuzey rüzgarları, kavurucu sıcakları yok eder. Nem oranı ortalama yüzde 58 olan Datça’da yılın 300 günü güneşli geçer.

9262e59c-841d-4b57-87b0-788f09d51dc3

Datça’nın tarihi 

Datça yarımadasındaki buluntuların geçmişi MÖ 2000'lere kadar uzanır. Bilinen ilk yerli halk Karyalılar'dır ve burada en parlak dönem Dorlar döneminde yaşanır. Dorlar MÖ 1000 yıllarında Trakya üzerinden güneye inerek Yunanistan üzerinden bölgeye gelirler ve bugünkü Datça ilçe merkezinin 1.5 kilometre kuzeydoğusundaki Burgaz mevkiinde Dor uygarlığının merkezi olan Knidos’u kurarlar. Daha sonra Lidya egemenliğine giren Knidos, MÖ 546’da Lidya Devleti'nin Persler’in eline geçmesinin ardından da Persler egemenliğine girmiştir.

Amedspor’dan sonra finalde de bir ilki yaşayabilirler Amedspor’dan sonra finalde de bir ilki yaşayabilirler

Şehrin taşınması ve Altın Çağı

Knidos, ticari nedenlerle MÖ 4. yüzyılda yarımadanın uç noktasına, bugünkü görkemli kalıntıların olduğu yere taşınmıştır. Strabon, Knidos'un kıyı boyu ile önündeki adada kurulduğunu belirtir. Ada ile kara arasındaki deniz doldurularak, iki ayrı liman elde edilmiştir. Kuzeydeki küçük limana "Kuzey Liman" denilmiş ve askeri amaçla kullanılmıştır. Güneydeki liman ise ticaret amaçlı kullanılmıştır. Halen, liman ağzındaki mendirek ile Kuzey Liman'daki kulenin kalıntıları görülmektedir. Dorlar ve Romalılar yeni Knidos’a çok sayıda tapınak yapmışlardır. Şehir Afrodit heykeli ile ünlenmiş, geç Roma ve erken Bizans döneminde tapınaklar yerlerini kiliselere bırakmış ve şehir nüfusu 70.000’lere ulaşmıştır.

Afrodit heykeli bugüne kadar bulunamadı

Knidos çok önemli bir ticaret merkezi olduğu kadar bir kültür ve sanat merkeziydi. Dönemin en ünlü heykeltıraşları arasında yer alan Praxiteles'in yaptığı Knidos Aphrodite Tapınağı'nda bulunan Knidos Afroditi çok önemli bir sanat yapıtıdır. İon kentlerinin de katılımıyla düzenlenen dinî festivallerde sanatçılar hep Aphrodite'i ön planda tutmuşlardır. Gezegenlerin hep aynı yörüngede hareket eden yuvarlak cisimler olduğunu bulan ünlü astronom, matematikçi ve filozof Eudoxus, en iyi yontulmuş Çıplak Afrodit Heykeli’ni yapan heykeltıraş Praxiteles, Skopas, Bryaxis ve dünyanın yedi harikasından biri olan Mısır’daki İskenderiye Feneri’nin mimarı Sastratos, Knidos'da yaşamışlardır. Afrodit heykelinin kaidesi, 8000 kişilik tiyatro, güneş saati ve Demeter Mabedi gibi bası eserler, Knidos antik kentinin önemli kalıntılarındandır. Antik çağda çok ünlü olan, insanların onu görmek için çok uzaklardan geldiği Afrodit heykeli bugüne kadar bulunamamıştır.

15. Yüzyılda Osmanlı sınırlarına katılmış

Yarımada, 13. yüzyılda Menteşe Beyliği'ne bağlanmış; 15. yüzyılda ise, Osmanlı İmparatorluğu sınırlarına katılmış ve adı Datça olmuştur. Son Osmanlı padişahlarından Sultan Reşat döneminde Datça adı Reşadiye olmuş, Cumhuriyet'le beraber ise tekrar Datça’ya dönüştürülmüştür. 1928 yılında ilçe olan Datça’nın ilk merkezi Reşadiye Mahallesi olmuş, 1947’de ise bugünkü yeri olan İskele Mahallesi'ne taşınmıştır. Datça Yarımadası bazı haritalarda hala "Reşadiye Yarımadası" olarak geçer.

Editör: Ferit Aslan