CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis konuşmasına ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:

“Bir yasayı değerlendirirken çıkarıldığı dönemi değerlendirmek gerekir; 2004 yılında yürürlüğe giren, TMK'yle bağlantılı TCK 220'nci madde. 2004 yılından önce bölgede faili meçhul cinayetler, köy yakmalar, zorla kaybedilmeler yaşanıyordu. 1999'dan 2004'e nispi bir barış, ateşkes dönemi yaşandı ve 2004 yılında bu yasa çıktıktan ateşkes bozuldu, yeni dönem başladı.

Kürtleri potansiyel terörist gören bir anlayış var. Önceden öldürülüyordu, zorla kaybediliyordu ve sonra bu madde yürürlüğe girdi. Bu maddedeki mantık da şu: Yani, ben artık öldürmeyeceğim veya daha az öldüreceğim ama Kürtlerin tümü örgüt yanlısıdır, bir vesileyle de bunları cezalandıracağım.

DEM Parti Urfa Büyükşehir Adayı’ndan Birecik tepkisi DEM Parti Urfa Büyükşehir Adayı’ndan Birecik tepkisi

Diyarbakır Barosu Başkanı olduğum dönem bizden görüş istendi. 20 yıl önce şu görüşü sunmuşuz:

"Eylemler saptanırken, suç tanımlanması ve nitelendirme yapılırken belirginleştirmeye yeterince önem verilmemiş; ikinci maddenin gerekçesinde yapılan bu belirlemeyle yasanın çeşitli maddelerindeki tanım ve ifadeler arasında uyum gözetilmemiş; yere, zamana ve kişiye göre değişen muğlak ve belirsiz ifadeler kullanılmasından kaçınılmamış, yasa metinlerinin belirgin bağlayıcılığı yerine yargıcın takdiri ve geniş bir takdir yetkisi önem kazanmıştır."

Yirmi yıl sonra Anayasa Mahkemesi de benzer gerekçelerle iptal kararı vermiş.

Bu maddenin Türkçe'de ya da ceza hukuku literatüründe karşılığı şudur: "Düşman Ceza Hukuku."

Bu madde, 2004 yılından bugüne kadar uygulanıyor. Nasıl uygulanıyor? Örgüt üyesi değiller; ancak dernek üyesi olmuş, vakıf üyesi olmuş, bankaya para yatırmış. Bunun cezası yok. Örgütün bir kütüğü yok, kaydı yok. Dolayısıyla bu madde cezalandırma aracı olarak kullanılıyor.

Anayasa Mahkemesi de böyle bir karar olmaz diyor ama iktidar, aynı maddeyi arkasından dolanarak "örgüt adına" diyerek tekrar getiriyor.

Yirmi yıl boyunca binlerce, on binlerce insan, 2004'de Adalet ve Kalkınma Partisinin yaptığı bu yasayla mağdur oldular. Yirmi yıl sonra Anayasa Mahkemesi kararı var, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var, Venedik Komisyonunun mütalaaları var; buna rağmen Komisyon bunu Parlamentoya getirdi.

Vicdanla yaklaşıp 20 yılda mağdur edilen insanlardan özür dileyip, bir özür yasası çıkartmamız gerekirken; Adalet ve Kalkınma Partisi yeni mağduriyetler yaratacak bu düzenlemeyi Parlamentoya getiriyor.”

Editör: Nazmi Kahraman