Ferit Aslan
Diyarbakır'a aday tanıtım toplantısı için gelen DEVA Partisi lideri Ali Babacan, hem kayyım uygulaması, hem Amedszpor hemde ekonomik sıkıntılarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Diyarbakır'da bir otelde aday tınıtım toplantısı yapan DEVA liderine, Milletvekilleri Sadullah Ergin, Mehmet Emin Ekmen ve danımanı Ali İhsan merdanoğlu da eşlik etti.
"BEŞTEPEYE GÖRE DİYARBAKIR'LILARIN OYU DEĞERSİZ"
Konuşmasına Diyarbakır'daki kayyım sistemi ile ilgili sert eleştirileri ile başlayan Babacan, Diyarbakır’ın seçimle kazananların yerine başkalarının atandığı, iktidarın kayyım politikalarıyla sandığın yok saydığı bir şehir olduğunu belirterek, “Beştepe’dekilere göre Diyarbakırlının oyu önemsiz. Beştepe’dekilere göre Diyarbakırlının oyu değersiz" dedi.
"KAYYIM, DEMOKRASİNİN ORTA YERİNDE AÇILMIŞ KOCA BİR ÇUKUR"
"Demokrasilerde böyle bir şey olmaz. Sayın Erdoğan, belediye başkanlığı ile çıktığı yolda, o günkü vesayet düzenine karşı mücadele ederek, halkın oylarıyla kazandı. Fakat şimdi, döndü dolaştı, kendisi bir vesayet düzeni oluşturdu” diyen Babacan, "İktidarın uyguladığı kayyum politikası ile halkın iradesini yok sayılıyor, halk cezalandırılıyor. Kayyım politikası, demokrasimizin orta yerine açılmış koca bir çukurdur” dedi.
Ali babacan, gittikleri her yerde halkın ekonomik sorulardan dolayı feryat ettiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"MUTLAK YOKSULLUK GERİ GELDİ"
“Ülkenin her coğrafyasında; doğusunda batısında, kuzeyinde güneyinde; her kesim insanda, geçim sıkıntısı bir numaralı sorun şu anda. İktidar herkesi yoksullaştırdı. ‘Rahat geçinebiliyorum’ diyen neredeyse kalmadı. Asgari ücretlisi de geçinemiyor, emeklisi de. memuru da geçinemiyor, esnafı da. Çiftçisi de geçinemiyor, işçisi de. Öğrencisi de geçinemiyor, işletmecisi de. İnsanlar yoksullukta eşitlendi. Bu yönüyle baktığımızda en ‘eşitlikçi’ iktidarla karşı karşıyayız. Dokunmadığı tek bir insan yok. Mutlak yoksulluk geri geldi, mutlak yoksulluk! Gençler aç. Biz 'iktidar toplumu açlığa mahkûm etti' derken hamaset yapmıyoruz. Türkiye'de her 100 öğrenciden yaklaşık 20’si, haftada en az 1 gün parası olmadığı için yemek yiyemiyor, öğün atlıyor. Yani 100 öğrencimizden 20’si, haftada en az 1 gün okulda aç derslere giriyor. Çocuklarını aç bırakan bir ülke oldu Türkiye. Anne babaları gizli gizli ağlatan bir ülke oldu.”
"SORUNUN ADINI KOYMAZSANIZ..."
DEVA lideri Ali Babacan, Kürtçe ana dil ile ilgili sıkıntıları anlatırken, TBMM’de Kürtçe’nin tutanakları geçiş şeklini de anlatarak, “Biliyorsunuz, ülkemizde en çok konuşulan ikinci dil, Meclis çatısı altında ısrarla ama ısrarla yok sayılıyor. Tutanaklara X yazıyorlar. ‘Bilinmeyen dil’ yazıyorlar. Ne demek bilinmeyen dil? Fransızcayı, İngilizceyi bilenler, konuşulduğunda tanıyanlar, ülkemizde milyonlarca insanın konuştuğu dilin hangi dil olduğunu bilmiyor. Öyle mi? Şimdi en son tutanaklara baktık. Bu sefer ne yapmışlar? Üç nokta koyup, altına da 'Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi' demişler. Ya şunun adını bir koyun ya. Siz bunun adını koymazsanız bu ülkede eşit vatandaşlıktan bahsedemezsiniz; Bu ülkede temel haklardan bahsedemezsiniz. Ne oldu kürsü özgürlüğüne? Kürsüde ifade özgürlüğü yok mu? Aha aynısını Süryanice için de yaptılar. Mardin vekilinin Süryanice bayram kutlamasına tahammül edemediler. Arkadaşlar biz, insanların dilleriyle, kültürleriyle kavga eden bir Türkiye istemiyoruz. Biz, vekillerinin meclisten çıkartılıp polis aracına bindirildiği bir Türkiye istemiyoruz. Biz, insanların kimliklerinin ezilip geçildiği bir Türkiye istemiyoruz. Çağdışı kavgaları istemiyoruz. Bıkmadınız mı yahu bu kavgadan? “ dedi.
"AMEDSPOR'A YAPILANLARI REDDEDİYORUZ"
Babacan, Amedspor’a yapılan ırkçı saldırılardan ve ayrımcılıktan da söz ederek, “Amedspor’a yöneltilen öfkeyi, fiziki şiddete varan ırkçı muameleyi görüyoruz. Ve reddediyoruz! 90’ların simgelerini, sloganlarını, katillerini pankart yapıp insanlara taşıtanları görüyoruz. Ve reddediyoruz! Arkadaşlar, bunları yapanlar bu ülke için en büyük beka tehlikesidir. Bu ülkenin yarınları, ayrımcılıkla, kutuplaştırmaya kazanılmaz. Bu ülkenin yarınları, birlikle beraberlikle kazanılır; Adaletle, eşit vatandaşlıkla kazanılır” diye konuştu.
"DİYARBAKIR'DA KREDİ KARTI BORCU YÜZDE 243 ZARTTI"
Dolar kurunun artmasıyla beraber, tarım ve hayvancılıkta maliyetlerin artığını da dikkat çeken babacan, “Bu sorunların üzerine bir de ekonomik kriz eklenince, Diyarbakırlı çiftçilerimiz, hayvancılarımız için işler hepten zorlaştı, farkındayız. Diyarbakır’da, kredi kartı borçları son bir yılda yüzde 243 arttı. Hayvancılıkla uğraşan üreticilerimiz işi bırakıyor. Maliyetler öyle arttı ki, çiftçilerimiz ne kadar çok üretirse, o kadar çok zarar ediyor" dedi.