Ayşegül Yaşar / Özel Haber
Bereketli hilal Mezopotamya'nın sınırını oluşturan heirlerden biri olan Dicle Nehri'nin milyarlarca yıldır aktığını biliyormuydunuz?
Dicle Nehri deyince ilk akla gelen 9 bin yıldır yaşamın kesintiye uğramadan devam ettiği kadim kent Diyarbakır gelir. Geçtiği tüm coğrafyaya hayat veren ve tarihte bir çok medeniyet tarafından ''kutsal'' olarak kabul edilen Dicle Nehri'nin yapılan araştırmalara göre, var oluşunun 3 milyar yıla dayandığı tahmin ediliyor.
''KUTSAL'' NEHRİN DOĞUŞU
Dicle Nehri'nin çıkış yeri konusunda çeşitli fikirler öne sürülüyor. Doğu Anadolu Bölgesi dağlarından dipten sızma yoluyla ve Elazığ Sivrice'deki tektonik göl olan Hazar Gölü'nden beslenen nehrin başlangıç kısmından Eğil’in yaklaşık 10 kilomeetre doğusunda Dibni (Döğer) çayı ile (diğer adı Bırkleyn suyu) birleştiği noktaya kadar genellikle dar ve derin vadilerden geçer ve bu yörede daha çok Maden suyu adıyla anılır.
Toplam uzunluğu 1900 kilometre olan ve 523 kilometresi Türkiye topraklarında kalan Dicle ilçesi, Diyarbakır merkez, Bismil, Batman, Hasankeyf, Cizre ve daha sonra Türkiye – Suriye sınırında ilerleyen Dicle Nehri, Türkiye – Irak – Suriye sınır üçgeninin yer aldığı noktadan Irak'a doğru geçiş yapar. Irak'ta Musul ile Bağdat’tan geçer ve Basra körfezine ulaşmadan önce Kurna civarında Fırat’la birleşerek Şattülarap’ı meydana getirir.
DİCLE'NİN HİKAYESİ
Dicle Nehri kutsal kitaplara da konu olmuş. Kutsal kitaplarda Digris, Tigris, Dijle olarak geçen Dicle Nehri, kutsal olarak kabul ediliyor.
Geçtiği tüm coğrafyaya hayat verirken, medeneyitlerin kuruluşlarına da öncülük eden Dicle akışıyla toprağa hayat verirken, canlılara can katmış, şairlere ilham kaynağı olmuş.
Daha insanlık var olmadan yoklculuğuna başlamış Dicle; Adem ile Havva’dan önce... Kutsal suyuyla yaşamlarını sürdürmüş, tüm canlılar...Suyunu vermiş, bu topraklarda ilk kez filizlenen buğday, arpa ve mercimeğe...