Türkiye’nin kadim ilçelerinden biri olan Ergani, yalnızca tarihi geçmişiyle değil, isminin hikayesiyle de dikkati çekiyor. Osmanlı döneminden Cumhuriyet’e uzanan süreçte, iki farklı Osmaniye isminin karışmasıyla ortaya çıkan durum, Ergani adının doğmasına neden oldu.
OSMANİYE’LER KARIŞTI, ERGANİ DOĞDU
19. yüzyıla kadar, hem Adana hem de Diyarbakır illerine bağlı ilçelerde "Osmaniye" adı kullanılıyordu. Ancak bu durum zamanla karışıklıklara yol açtı.
Diyarbakır’daki Osmaniye bölgesi, Osmanlı’nın son dönemlerinde gelişmeye başlayan bir yerleşimdi. Eski Ergani bu süreçte sönükleşirken, yeni oluşan bu yerleşim "Osmaniye" olarak anılmaya başlandı.
Cumhuriyet’in ilanı sonrasında da bu ad kullanılmaya devam etti. Ancak Adana’nın ilçesi olan Osmaniye ile Diyarbakır’daki Osmaniye’nin sürekli karıştırılması nedeniyle bir çözüm arayışı doğdu.
Bu karışıklık, 20 Nisan 1924 tarihinde çıkan 491 sayılı kanunla sona erdi. Diyarbakır’daki Osmaniye’ye "Ergani" adı verilerek hem tarihi köklerine dönüş sağlandı hem de isim karışıklığı giderildi.
ERGANİ’NİN TARİHİ VE İSMİNİN KÖKENİ
Osmanlı döneminde uzun süre sancak beyliği yapan Ergani, Cumhuriyet döneminde ilçe statüsüne kavuştu. 20 Nisan 1924’te resmi olarak Diyarbakır’a bağlı bir ilçe oldu.
Ergani adı, köken olarak “Arghini” kelimesinden türemiştir. Arghini, maden yeri anlamına gelir. Araştırmalara göre “arg” kökü, özellikle gümüş ve diğer metaller için kullanılmıştır. Bu kelime zamanla değişerek günümüzdeki Ergani adına dönüşmüştür.
TARİH BOYUNCA PEK ÇOK İSİMLE ANILDI
Ergani, tarih boyunca birçok farklı isimle anılmıştır. Akranya, Erkenin, Erkanikana, Yanari, Zülkarneyn, Arsania, Urhana ve Aşat bu adlardan sadece birkaçıdır. Bu zengin isim geçmişi, ilçenin farklı uygarlıklar tarafından önemli bir merkez olarak kabul edildiğini göstermektedir.
TARİHİ KALINTILAR VE KÜLTÜREL ZENGİNLİK
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Ergani’nin bir kısmı Doğu Anadolu Bölgesi'ne uzanır. 1.489 km²’lik yüzölçümüne sahip ilçenin kuzeyi dağlık, güneyi ise düzlüktür.
Ergani’ye yalnızca 6 km mesafedeki Hilar şehri harabelerinde yapılan arkeolojik kazılar, ilçenin tarihinin M.Ö. 7000 yıllarına kadar uzandığını ortaya koymuştur. Sesverenpınar (Hilar) Köyü’ndeki Çayönü kazıları da, bölgede M.Ö. 7250-6750 yılları arasında yerleşim olduğunu göstermektedir.