Diyarbakır'da sağlık hizmetlerinde yaşanan kriz giderek derinleşiyor. Hastalar aylar sonrasına randevu alabiliyor, özellikle Kulak Burun Boğaz (KBB) branşı başta olmak üzere ciddi sıkıntılar yaşanıyor.

Onaylı randevu sistemine geçilmesi de bu sorunu çözmeye yetmedi ve çözemez. Çünkü sorunun kaynağı randevu değil, doktor ve malzeme sıkıntısıdır.

Yeterli sayıda doktor ve malzeme bulunduğu dönemlerde bu tür sorunlar yaşanmıyordu. 

Sağlık Bakanlığı'nın öncelikle doktor ve malzeme sorunlarını çözmesi gerekiyor.

Hastalar röntgen filmi ya da tomografi çekimi için bile aylar sonrasına gün alabiliyor. Bu da ciddi sorunlar yaratıyor. 

Sağlıkta yaşanan sorun giderek derinleşirken, mevcut doktorların istifalarını önlemek için de hiç bir çaba gösterilmiyor. 

Diyarbakır'da yakın zamanda yaşanan bir istifa olayı, sağlıkta yaşananların göstergesi gibi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun tek çocuk kalp merkezi olan Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Kalp Merkezi Sorumlusu Doç. Bedri Aldudak, hastane yönetimini suçlayarak görevinden istifa etti.

Yılda bin ameliyatın yapıldığı bölgedeki çocuk hastaların Ankara ve İstanbul'a gitmeden tedavi olmalarını sağlayan merkezde yaşananlar, sağlık sistemindeki çöküşün en bariz göstergesi.

Aldudak'ın iddialarına göre hastane içler acısı bir durumda. Cegamedya.com'da geniş yer alan haberde Aldudak'ın söyledikleri kan dondurucu nitelikte:

"Onlarca kez tutanak tutulmuş olmasına rağmen Kalp Merkezi Yoğun Bakım Lavabolarının her tarafında enfeksiyona davetiye çıkaracak şekilde sular akmaya devam etmektedir.

Kateter odasına uzun zamandır bozuk olan saturasyon cihazı tamir edilmemekte veya yenilenmemektedir. Klinik sekreteri ve sağlık hizmetleri sorumlusu defalarca başhekim yardımcılığı makamına çağrılarak, tehdide ve hakarete maruz bırakılmışlardır."

Hastane yönetiminden bu iddialara karşı henüz bir açıklama yapılmadı.

Durumun vahameti ortadayken sessizlik kabul edilemez. 

Soru şu;

''İnsan hayatının söz konusu olduğu bir yerde, malzeme ve doktor eksikliği, tedbirsizliklerin yol açabileceği ölümlerden kim sorumlu olacak?''

Kamuoyu bunun yanıtını bekliyor.

Sağlık alanında yaşanan bu duyarsızlık kabul edilebilir değil. 

Yetkililer artık bu duruma kayıtsız kalmamalıdır. Sağlık Bakanlığı'nı göreve çağırıyoruz. Vatandaşlarımızın sağlığı, ihmaller zincirine kurban edilemez. 

Diyarbakır'daki sağlık krizine acil çözümler bulunmalı, doktor ve malzeme eksiklikleri giderilmelidir. 

Aksi takdirde, yaşanacak her olumsuzluk yetkililerin omuzlarında ağır bir yük olarak kalacaktır.

Bu çağrı, tüm yetkililere ve kamuoyuna duyurulur. 

Sağlık, en temel insan hakkıdır ve bu hakkın korunması, her şeyden önce gelir.

Diyarbakır'daki vatandaşlarımızın sağlık hizmetine erişimi, bekleyecek zaman bırakmıyor. 

Yetkilileri göreve davet ediyoruz.