Her doğal afet, sadece binaları yıkmaz. Enkaz altında sadece insanlar kalmaz. Bazen, bir toplumun en kutsal güven bağlarını da yerle bir eder.
Amedspor’un Ankaragücü deplasmanında yaşadığı o meşum geceden günler geçti. Sahadaki mücadele çoktan bitti. Ama geriye kalan, topun değil, sözlerin iziydi.
Yıllar geçiyor, sağlıkta reform deniyor, yatırımlar yapıldığı söyleniyor. Ama Diyarbakır’da bir hastaneye adım attığınızda, zamanın çoktan durduğunu anlıyorsunuz. Sanki bir Ortaçağ tablosunun içine gi...
Bir şehrin kalbi nasıl atmaz hale gelir? Toprağın sesini, suyun nabzını, rüzgârın fısıltısını duymazsanız olur.
Bazı yerler vardır; ilk bakışta sıradan görünür, ama biraz yaklaştığınızda altlarında binlerce yıllık bir hikâye saklıdır.
Bir futbol maçının maç olmaktan çıktığı, kimliklerin ve önyargıların gölgesinde şekillendiği anlara bir kez daha tanıklık ettik.
Yine bir Anneler Günü daha kapımızda. Vitrinler en cicili bicili hediyelerle donatılmış, sosyal medya hesapları "canım annem", "melek annem" temalı paylaşımlarla dolup taşmaya hazır.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) aldığı kararlar zaman zaman sadece sporseverleri değil, adalete inanan herkesi sarsıyor.
Diyarbakır’da nihayet bir adım atılıyor; uzun süredir beklenen, ama bir türlü hayata geçirilemeyen o adım: Halk Ekmek Fabrikası kuruluyor.
Havacılık sektörü, sadece yolcu taşımaz; aynı zamanda güven, nezaket ve insan onurunu da taşır.
Halkın IBAN’la döner söylediği, doktorun IBAN’la dolgu yaptığı, kuyumcunun IBAN’la kolye sattığı memlekette, Maliye sonunda radar açtı.
Aylar geçti… Enkazlar kalktı ama acı yerli yerinde duruyor. Giden canlar dönmedi, yıkılan hayatlar hâlâ ayağa kalkamadı.
