Diyarbakır'da 1950’li yıllar. Diyarbakır’ın hem ekonomik hem kültürel anlamda hızlı bir değişim yaşadığı dönemlerdi. Demokrat Parti’nin çiftçilere sunduğu hibe kredileri sayesinde artan refah seviyesi, şehrin eğlence kültüründe de belirgin bir canlanmaya yol açtı. Bu dönemde açılan eğlence mekanlarından biri olan Dicle Bar ve Rico Pavyon, uyguladıkları sıkı kurallarla şehrin gece hayatında özel bir yer edindi.
ŞALVARLI VE KASKETLİLERE GİRİŞ YASAKTI
Dilan Sineması'nın orta katında hizmet veren Rico Pavyon, Diyarbakır’da daha önce benzeri görülmemiş bir konsept sundu. Mekanın kapısında açıkça belirtilen kurala göre, şalvarlı ve kasketli müşterilerin içeriye girmesine kesinlikle izin verilmiyordu. Eğlence merkezinin şıklık ve kaliteyi ön planda tutan yaklaşımı, şehrin sosyal yaşamında yeni bir sayfa açtı. Aşırı alkol alan müşteriler ise nazik bir şekilde evlerine gönderilerek mekanın huzurlu ortamı korunuyordu.
ÇALIŞANLARA 3 DİLDE SÖZLEŞME YAPILDI
Dicle Bar’da çalışan müzisyenler, garsonlar ve konsomatrisler için hazırlanan sözleşmeler de dönemin ilginç ayrıntıları arasında yer alıyordu.
Türkçe, İngilizce ve Fransızca olarak hazırlanan bu sözleşmeler, Diyarbakır Noteri tarafından onaylanmıştı. Ancak çalışan kadınların büyük bir kısmının okuma yazma bilmemesi nedeniyle, imza yerine parmak basmaları, trajikomik bir durum yaratıyordu.
DİYARBAKIR'DA MÜZİK VE EĞLENCE DOLU GECELER
Diyarbakıor ile ilgili çeşitli kaynaklarda yer alan bilgiye göre, Diyarbakır, yalnızca pavyonlarıyla değil, aynı zamanda müzikle dolu akşamlarıyla da öne çıkıyordu.
Yaz mevsiminde Dağkapı’daki Emirgan Bahçesi'nde, kış aylarında ise sinema salonlarında ve kıraathanelerde unutulmaz konserler düzenlendiği belirtiliyor.
Celal Güzelses, Faik Hoca, Selahattin Mazlumoğlu, Hüsnü İpek, Tarık Çıkındaş, Ermeni Bube ve Hayık gibi dönemin önemli sanatçılarının, Diyarbakırlılara müzik dolu geceler yaşattığı kaydediliyor.
DİCLE BAR'IN ŞÖHRETİ FİLMLERE YANSIDI
1956 yılında Dilan Sineması’nın altında kapılarını açan Dicle Bar, kısa sürede Diyarbakır’ın en ünlü eğlence mekanlarından biri haline geldiği ifade ediliyor.
Altın makas lakaplı Nedret Hanım’ın işlettiği bu mekanın, yalnızca yerel çapta değil, Yılmaz Güney’in "Dağların Oğlu" filminde geçen "Dicle Bar'da bizi bekleyen yavruları düşün!" repliğiyle ülke çapında tanındığı ve bu repliğin, o dönemin Diyarbakır gecelerinin ruhunu özetleyen unutulmaz bir iz bıraktığı anlatılıyor.
Bugün hâlâ Diyarbakır’ın 1950’lerdeki renkli ve kurallı eğlence hayatı, şehrin tarihindeki en ilginç dönemlerden biri olarak anılmaya devam ediyor.