Diyarbakır'da ilk sinemanın kurulması, 1920'li yılların başlarına dayanıyor. O tarihlerde kilisede sessiz filmlerin gösterimiyle kent sinemayla tanıştı. Sinemalar, sadece bir gösterim mekânı değil, aynı zamanda şehrin sosyal hayatına damga vurmuş önemli yapılardı.
Diyarbakır'ın sinema tarihine adını yazdıran sinemalardan biri de Esin Sineması'dır. Esin sinemasının ilginç bir hikayesi var.
İnönü Caddesi üzerinde, özgün mimarisiyle dikkati çeken Esin Sineması, 1942 yılında işletmeye açıldı. Esin Sineması, 1938 yılında ''Şehir'' adıyla açılan Yenişehir Sineması'ndan sonra ikinci sinemaydı.
İlginç bir tesadüf sonucu ortaya çıkan bu sinema, aslında bir inat hikayesinin ürünüydü.
YER OLMAMASINA KIZDI, SİNEMA KURDU
Uzun yıllar sinemalarda makinistlik yapan Ali Sarısu'nun anlatımlarına göre, Esin Sineması'nın ilginç kuruluş hikayesi şöyle:
''Diyarbakır'da oto lastiği ticaretiyle uğraşan Mardinli iş adamı Hüseyin Esin, bir gün eşiyle birlikte Yenişehir Sineması'na gitmek istediğinde, karşılaştığı yoğunluk karşısında büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Kendisine yer olmadığı söylenen Esin, bu durum karşısında büyük bir karar alarak İnönü Caddesi üzerindeki boş arsası üzerine kendi sinemasını inşa etmeye karar verdi.
Ancak o dönemde Diyarbakır'ın ikinci bir sinemayı kaldıracak yeterli seyirci potansiyeli bulunmuyordu. Bu nedenle Hüseyin Esin, birkaç yıl sonra sinemasını işletmekten vazgeçmek zorunda kaldı. Esin Sineması daha sonra sırasıyla Sümer, Melek ve Atlas adlarıyla anılsa da, şehrin hafızasındaki yerini hiçbir zaman kaybetmedi.''