Diş hekimlerinin olmadığı dönemlerde, insanlar diş çektirmek için berber, demirci ve çıkıkçılara başvururdu.

Osmanlı İmparatorluğu'nda diş hekimliği, XIX. yüzyıla kadar berberler, kırık-çıkıkçılar ve hatta demirciler gibi farklı meslek gruplarının elindeydi. 

ÇEKTİKLERİ DİŞLERİ İPE DİZİP ASARLARDI

Berberler, diş çekme işlemlerinde öne çıkar ve çektikleri dişleri dükkânlarının görünür yerlerine asarak yeteneklerini sergilerdi. 

Enfeksiyon kapma riskinin olduğu sağlıksız ortamlarda berber, demirci ve kırık-çıkıkçılarca yapılan diş çekimleri XIX. yüzyılın başlarından itibaren son buldu. Ancak bu durum Anadolu'da daha da uzun süre devam etti.

Diyarbakır'da kafe saldırısına 5 gözaltı daha Diyarbakır'da kafe saldırısına 5 gözaltı daha

DİŞ HEKİMLİĞİNE İLK ADIM

19. Yüzyılın başlarında askerî hastanelerde çalışan yetenekli kişilere cerrahlık belgeleri verilerek, diş hekimliği mesleğine adım atmaları sağlandı.

1840 yılında getirilen bir düzenlemeyle, diş çekmek isteyenlerin Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane'de sınava girerek ruhsat alması zorunlu hale getirildi.

1851 yılında Erzurumlu berber Serkisoğlu Hacı İstefan, bu sınavı başarıyla geçerek kan alma ve diş çıkarma izni aldı. Başarılı olanlar feslerine bir kerpeten nişanı takarak diş çekme yetkilerini gösterirlerdi.

YAHUDİ VE ERMENİLER DAHA ÇOK İLGİ GÖSTERİYORDU

Osmanlı döneminde, diş hekimliği mesleğine olan ilgi daha çok Yahudiler, Ermeniler ve yabancılar tarafından gösteriliyordu. 

İlk diplomalı dişçiler genellikle yurt dışından gelenlerdi. İstanbul'un ilk diplomalı dişçisi de İtalyan Rafael Kazoli idi. II. Abdülhamid döneminde saray dişçibaşısı olan H. von der Heyde, Philadelphia'dan diplomalı Amerikalı bir dişçiydi.

TÜRKİYE'NİN İLK KADIN DİŞ HEKİMİ

Tıp Fakültesi'ne bağlı olarak 1908 yılında kurulan Dişçi Mekteb-i Âlîsi, modern diş hekimliğinin temellerini attı. 1926 yılında Türkiye’nin ilk kadın diş hekimleri Ayşe Şadiye ve Azra Hatice, bu okuldan mezun oldu. 

Okul, 1964 yılında İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi adını alarak bağımsız bir fakülteye dönüştü.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e diş hekimliğinin geçirdiği bu ilginç evrim, hem tarihi hem de sosyal açıdan dikkate değer bir süreçtir. 

KAYNAK: Nuran Yıldırım


 

Editör: EYYUP KAÇAR