Kadınlar, toplumsal değişim sürecine bütünüyle katılmadıkça, kırsal ve kentsel kalkınma projelerinin başarısızlığı sosyal bilimcilerin paylaştığı bir yargıdır.

Bir toplumdaki kadının statüsü o toplumun gelişmişlik düzeyini göstermektedir.

Kadın ve erkek, her ikisi de insan insanlığın gelişimini birlikte sağlayan, birbirlerinin tamamlayıcısı olan iki varlıktır. Kadın ve erkeklerin toplumsal kalkınma süreçlerinde yeteneklerine göre yerini aldıkları toplumlar, gelişmiş toplumlardır.

Cumhuriyet döneminde Atatürk devrimleri ile kadınlar eğitim, hukuk, siyasal katılım, toplumsal hayata büyük atılımlar yapmalarına rağmen bugün Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kadınlar toplumsal gelişmişlik göstergeleri açısından modern bir toplumun standartlarının çok gerisinde yaşamaktadırlar

Tüm İlahi Dinler Kadını Kutsal Sayar

Hemen hemen tüm ilahi dinlerin kutsal saydığı ve korunması için çeşitli önerilerde bulunulduğu kadının gelinen aşamada hiçte hak ettiği bir yerde olduğu söylenemez. Bilim insanlarının ve sosyologların “toplumun aynası kadındır”, “toplumun medeniyet seviyesini kadının bulunduğu konum belirler” tespitlerine rağmen Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun kırsal kesimlerinde durumun iç açıcı olmadığı yapılan araştırmalarda gözlenmiştir. Kırsal kesimde kadının konumunu Atasözlerimize de yansımış şu sözler en iyi şekilde özetlemektedir. “Kadın her şeyi, erkek geriye kalan işleri yapar”, “karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etme”.

Rakamlarla Güneydoğu kadını

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Ülkemizde de her yıl  çeşitli etkinlikler kutlanır, kadın hakları ve haksızlıkları ortaya konur, eylemlerle haykırılır. Ama Güneydoğu Kadınının çektiği çile akıllara gelmiyor. Bu nedenle yılar önce bu konuda hazırlanan bir  raporu  gündeme getirmek istedim.

Hazırlanan bir raporda bölge kadınının sorunları rakamlarla çarpıcı şekilde ortaya konuluyor. Raporda yer alan tespitlere göre bölgede kız çocukları 12-13-14-15 yaşında evlendirilirken evlilik kararı çoğunlukla aile büyükleri tarafından veriliyor. Aile büyüklerinin evlilik kararına etkisi Güneydoğu kentlerinde yüzde 54’e kırda ise yüzde 46’ya kadar çıkabiliyor. Bölgede sadece imam nikahıyla evlenenlerin oranı kentte yüzde 14, kırsalda ise yüzde 31 olarak göze çarpıyor.Akraba evliliği yüksek boyutta Kırsal alanda kadınların yüzde 52.4’ünün, kentte ise yüzde 36.3’ünün kocalarıyla aralarında akrabalık bağı bulunuyor. Çok kadınla evlilik anlayışı da azalmakla birlikte bu anlayış kentte yüzde 3.4, kırda ise yüzde 7.7 oranında dikkat çekiyor. Bölgede kadınların yüzde 28.4’ü gazete okumazken okur-yazarlık oranı ise yüzde 44.77 düzeyinde görülüyor.

Erken Evlilik


Çocuk yaşta kızların yaşlı erkeklerle evlendirilmesi, sevgisiz ve dayanışmasız bir hayata adım atması anlamına geliyor. Başlık parasının yok denecek kadar asgariye inmesiyle birlikte, kız ailesi altın  takı, ev döşeme, ayrı eve çıkma gibi şartlar ileri sürüyor. Bu da kaderin değişmesi gereken yüzünün fotoğrafı olarak karşımıza çıkıyor.

Bölgede evlilik kararı, genellikle aile büyükleri tarafından veriliyor. Yakın akraba evlilikleri, kan bağı ilişkileri ve aynı aşiret içi evlilikler tercih ediliyor. Bu süreçte geleneksel ve ekonomik nedenler rol oynuyor. Aile büyüklerinin kararıyla evlendirilen 12-13 yaşındaki kız çocukları bazen ikinci, üçüncü eş de olabiliyor.

Nüfus Cüzdanları Yok

,Bir başka sorun da bölgede birçok erkek, kadın ve çocuğun nüfus cüzdanının olmaması. Bir anlamda hiç yurttaş olmuyorlar. Bu eksikliği tamamlamaya yönelik çalışmaların var olması ise henüz sorunu çözemiyor. Çok küçük yaşta gerçekleşen evliliklerin ortaya çıkardığı çocuk anneler, dramın bir başka fotoğrafı. Çocuk annelerin geleceği ise yaşlanmış genç kadınlar.

Kan bedeli karşılığı evlenme

Aileler arasında kan davası olması halinde, bunun bitirilebilmesi için aşiretler-aileler arasında anlaşma yolları aranıyor. Anlaşma ya para ya da kız vererek gerçekleştiriliyor. Anlaşma için belirlenen para, aşiret içinde toplanarak ödeniyor ya da bir taraf karşı tarafa kız veriyor.

İmam Nikâhıyla Evlenme
Evlilikler yapılırken resmi nikah her zaman uygulanmıyor. Bu uygulamayı ülkemizin başka bölgelerinde de görmek mümkün. Ancak dini nikah mutlaka yapılıyor. Dini nikahın kabul görmesi, çok eşliliği de besleyen bir faktör oluyor. Bölgede sadece imam nikahıyla evlenenlerin oranı kentte yüzde 14, kırda yüzde 31. Geleneklerin, kadına ilişkin değer yargılarının ve eğitim eksikliğinin neden olduğu bu sorunun aşılması bölge kadını açısından önemli bir kazanım olacak. İmam nikahlı eşlerden doğan çocukların büyük bir kısmı nüfusa kayıtlı değil.

Kırsal alanda kadınların yüzde 52.4’ünün kentte yüzde 36.3’ünün kocalarıyla aralarında akrabalık bağı bulunuyor. Bunun Türkiye ortalamasındaki oranı ise yüzde 21.1. Amca kızı, amcaoğlu evliliği kolay kolay reddedilemez bir ilişki. Yakın akraba evlilikleri çok yönlü baskı ve bağımlılığı da beraberinde getiriyor. Doğacak çocukların sağlık sorunu yaşamasına neden oluyor. Kan davası, su ve toprak kullanımında ortaya çıkabilecek çatışmalarda ise bu ilişki soyu güçlü kılıyor.

Şiddet

Aile içi şiddet, ülkemizde eğitim-statü-ekonomik durum farkı gözetmeden yaygınlığını sürdürüyor. Toplum olarak şiddeti, kuşaktan kuşağa devrederek özenle koruyoruz. Şiddeti meşru gören bir altyapı üzerinde kurumlaşan toplumsal kültürümüz, aile içi şiddeti de besleyen, ona kapı açan bir unsur oluyor. Özellikle küçük yaşta gerçekleşen evliliklerde şiddet daha yaygın oluyor. Şiddete uğrayan kadınların oranı kırsalda yüzde 54, kentte yüzde 44’lere varıyor.