Işık hızından daha hızlı hiçbir şey yok. Peki bir insan bu evrensel hız sınırında hareket etmeyi başarsaydı ne olurdu?

Öncelikle, bu senaryo bilim kurgu ve teorik bir düşünce deneyimidir, çünkü şu ana kadar ışık hızında hareket etmek mümkün değildir. Ancak, bu senaryo üzerinden giderek ne tür fiziksel etkilerle karşılaşabileceğimizi düşünebiliriz.

BAYILMA VE ÖLÜM RİSKİ

Işık hızına yakın bir hızda hareket etmek, özellikle hızlanma sürecinde ciddi sorunlara neden olabilir. İlk olarak, çok yüksek hızlanma kuvvetine maruz kalmak, vücudumuzdaki kan dolaşımını zorlaştırabilir. Bu durum, kanın ekstremitelerinizden başınıza doğru pompalanmasını engelleyebilir ve bu da bayılmalara, hatta ölüme neden olabilir.

Yüksek hızlanma kuvvetine dayanabilen savaş pilotları gibi insanlar bile genellikle bu durumu kısa sürelerle sınırlı tutarlar. Ayrıca, ışık hızına ulaşmak için gereken yüksek hızlara ulaşmak, fizik yasalarına göre pratikte imkansızdır. Kütleli bir nesne, ışık hızına yaklaştıkça kütlesi artar ve bu durumu sürdürmek için sonsuz enerjiye ihtiyaç duyulur.

Einstein'ın özel görelilik teorisi, kütleli bir nesnenin ışık hızına yaklaştıkça kütlesinin de arttığını gösterir. Bu da demektir ki, bir nesne ışık hızına ulaşabilseydi, sonsuz kütleye sahip olacaktı ve bu durumu sürdürmek için sonsuz enerji gerekecekti.

Eğer bir şekilde ışık hızına yakın bir hızda hareket etmek mümkün olsaydı, görelilik etkilerini deneyimleyeceğimizi söyleyebiliriz. Zaman, bizim için daha yavaş akacak ve normal hızda hareket eden insanlar, bizim gözümüze yavaş çekimde gibi görünecekti.

Sonuç olarak, bu senaryo teorik ve pratik olarak mümkün olmayan bir durumu ele almaktadır.

Kablosuz iletişim çağının kapıları açılıyor Kablosuz iletişim çağının kapıları açılıyor

Fizik yasaları, ışık hızının aşılamayacak bir sınır olduğunu göstermektedir.

Kaynak: Live Sience


 

Editör: EYYUP KAÇAR