Güneydoğu'nun merkezi konumundaki Diyarbakır üretimde önemli bir merkez haline gelince 4 ülke konsolosluk açtı

Diyarbakır salnamesinde yer alan bilgiye göre, Güneydoğu Anadolu'nun orta kısmında, ''Bereketli Hilal'' olarak tanımlanan Mezopotamya'nın kuzeyinde yer alan Diyarbakır, tarihte de önemli yerdi.

Tarih boyunca jeopolitik önemi açısından; İlk çağlardan bu yana Akdeniz'i Basra körfezine, Karadeniz'i Mezopotamya'ya bağlayan bir konuma sahip olması nedeniyle kadim kent Diyarbakır'ın, doğal bir geçiş yolu olması her dönemde çekiciliğini arttırmayı sürdürdü.

Birçok medeniyetin izini taşıyan ve bugün de önemini koruyan Diyarbakır, tarihin derinliklerinden gelen sayısız kültürün kucaklaştığı bir kent.

DİYARBAKIR'A DÖRT ÜLKE KONSOLOSLUK AÇTI

Diyarbakır'da 1800'lü yıllarda İran, Rus, İngiliz ve Fransızlar tarafından konsolosluklar açıldı.

''Memurin-i Ecnebiye'' adı verilen konsolosluklar bölgenin siyasi yapısı ile ilgilendikleri kadar, ticareti ile de ilgileniyorlardı.

Kendi ülkeleri ile bölge arasındaki ticareti geliştirmeye çalışan konsolosluklardan, özellikle İngilizler bu bölgeye daha o yıllarda büyük önem veriyor ve ticareti ellerinde tutmaya çalışıyorlardı.

İngiltere Diyarbakır'a ilk konsolosu William Richard Holmes'i 28 Ekim 1854‟te atadığı belirtilen salnamede, İngiliz konsolosun Diyarbakır'da 6 yıl görev yaptığı kaydediliyor.

Holmes'in, görevinin ilk yıllarında Kırım Savaşı'nın bölgede neden olduğu askeri hareketliliğin yanı sıra bölgenin kendine özgü iç meselelerine dair de önemli değerlendirmelerde bulunduğu anlatılıyor.

Diyarbakır’da esnafın hibe lastikleri ile mezar kazıldı Diyarbakır’da esnafın hibe lastikleri ile mezar kazıldı

Salnamede, Fransa Konsolosunun Mösyö Pertiye, Rusya Konsolosunun Mösyö Yakamanski ve İran Konsolosunun (Şehbenderi) Mirza Hüseyin Bey olduğu belirtiliyor.

KONSOLOSLUKLAR VE GÖREVLERİ

Tarihi Eski Yunan Site Devletleri’ne dayandırılan Konsolosluk Kurumu, ilk devirlerde devletlerarası ticareti geliştirmenin aracı olarak kullanıldı. 

Devletler yüzyıllarca iktisâdi faaliyetlerine bu kurum sayesinde katkı sağladı. 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin topraklarının batı yayılmacılığının önemli bir sahası haline geldiği ifade ediliyor.

Konsolos ve konsolosluklar bir ülkenin kendisine hedef seçtiği ülke ve bölgedeki gözleri, kulaklarıdır.

Devletlerin görevlendirdikleri konsoloslukların o ülkedeki bilgi, belge ve haber kaynakları olarak biliniyor.

Editör: EYYUP KAÇAR