Güneydoğu'nun Paris'inden objektife yansıyan siyah beyaz bir fotoğraf karesi...
Gelişmiş yerler için kullandığımız bir deyim vardır hep. Doğu'nun ya da Güneydoğu'nun Paris'i diye. Tabi bu söz bir yerin gelişmişliği üzerine söylenir ama, biz tabelasına göre diyoruz. İşte Güneydoğu'nun ücra bir köşesindeki Paris. Siyah beyaz bir fotoğraf karesinde, 1980'li yıllara ait unutulmaz bir anı beliriyor: Paris köyü, Siirt'in Eruh ilçesine bağlı, tarih kokan bir köy. O yıllarda, Milliyet gazetesi muhabirleri olarak Atilla Korkmaz ile birlikte gerçekleştirdiğimiz bir haber. Bu haber köyü gündeme taşımıştı ve ardında unutulmaz bir iz bırakmıştık.
Haberimizin ardından, ilkokul öğrencileri ve köy muhtarıyla birlikte Paris köyü tabelası altında çektiğimiz hatıra fotoğrafı, siyah beyaz film karesinde ölümsüzleşmişti. Fotoğrafta, o dönemin pasaport ve belgelerinde yer alan "Paris" adı, günümüzde "Üzümlük" olarak değişmiş durumda.
Peki, neden Paris adı verilmişti bu köye? Araştırmalarımız, köyün Kürtçe adının "Parês" olduğunu ortaya koydu. Zaman içinde "pares" kelimesi, bahçe ve bostan anlamına gelen bir kelime olarak "Paris"e evrildi.
Köy, Siirt-Eruh yol güzergahında yer alıyor ve tarihi izler taşıyan Zorava çayının yeşilliğiyle çevrili. Aynı zamanda, fıstık, üzüm ve incir bahçeleriyle ünlü bir yer olarak dikkat çekiyor. Mezar taşları ve taş kitabeleriyle Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait izleri günümüze taşıyan Paris köyü, adeta bir açık hava müzesi gibi.
Köy sakinleri, "pares" kelimesinin zamanla "Paris"e dönüştüğünü söylerken, 1960'lardan kalma pasaport ve diplomalarını saklayarak geçmişlerine olan bağlılıklarını koruyorlar. Espriyle yaklaşan köy sakinleri, köy içinden geçen yola da Fransa'nın başkenti Paris'in ünlü bulvarı 'Şanzelize' adını takmış durumda.
Bu fotoğraf karesi, sadece bir köyün geçmişine değil, aynı zamanda dilin evrimine ve kültürel zenginliğe de ışık tutuyor.
Geçmişin izleri, siyah beyaz bir fotoğrafta, Paris köyünde yaşamaya devam ediyor.
