Bilim insanları, neden bazı gök cisimlerinin iribaş, hatta at nalı benzeri yörüngeleri olduğunu açıkladı.

Güneş sistemi, karmaşık bir dansın sahnesi gibi görünebilir; ancak, her gezegenin ve gök cisminin eşsiz bir hikayesi ve yörüngesi vardır. 

Western Ontario Üniversitesi'nden gökbilimci Paul Wiegert, şöyle dedi:

''Gezegenler ve diğer cisimler nadiren mükemmel daireler çizerler. Kuyruklu yıldızların hiperbolik yörüngeleri vardır, bu da bir noktadan sonra tekrar geri döndükleri anlamına gelir. Asteroitler gezegenlerin etrafında karmaşık döngüler halinde hareket edebilir. Ay'ın yörüngesi bile sallanıyor ve Dünya'nın etrafında dönerken yıldan yıla yavaş yavaş genişliyor'' dedi.

Livesience'de yer alan araştırmaya göre, güneş sistemindeki çeşitli gök cisimlerinin tuhaf yörüngeleri, momentum ve çekim kuvvetleri arasındaki karmaşık dengelerle şekillenir. 

Arizona Üniversitesi'nden yörünge dinamikleri uzmanı Profesör Renu Malhotra, yörüngelerin oluşumunda iki temel kuvvet olan momentum ve çekimin rol oynadığını belirtti.

Johannes Kepler'in 17. yüzyılda ortaya koyduğu eliptik yörünge modelinin, gezegenlerin hareketlerini büyük ölçüde açıkladığını kaydeden Malhotra, gerçekte her cismin yörüngesinin Kepler'in teorilerinin yaklaşık bir yansıması olduğunu ve momentum ile çekim arasındaki karmaşık ilişkinin çeşitli şekillerde yörüngelerin oluşumunu etkilediğini söyledi.

TUHAF YÖRÜNGELER

James Webb teleskobuna 1.300 ışık yılı uzaklıktaki görüntüler yansıdı James Webb teleskobuna 1.300 ışık yılı uzaklıktaki görüntüler yansıdı

Malhotra, şöyle devam etti:

''Örneğin, kuyruklu yıldızlar, yüksek momentumları ve Güneş'in çekimini dengeleyen tuhaf yörüngeler çizebilirler. Bu yörüngeler, uzun eliptik döngüler şeklinde olabilir, bir kere geçtikleri noktaya geri dönmeden önce uzaya uzun bir yolculuğa çıkarlar.

Uzay

Asteroitler ise Jüpiter gibi büyük gezegenlerin çekim etkisi altında değişen yörüngelerde dolaşabilirler. Bu dinamik ilişki, asteroitlerin at nalı şeklindeki yörüngelerini oluşturabilir. Örneğin, Jüpiter'in Truva asteroitleriyle olan etkileşimi, gezegenin etrafında çarpık oval bir yörünge oluşturabilir.

Ancak en ilginç örneklerden biri, Dünya'nın yakınındaki bir asteroitin yörüngesi olan Kamo'oalewa'dır. Bu asteroit, aslında Güneş'in etrafında dönerken, Dünya'nın çekim kuvvetiyle de etkileşime girerek dengesiz bir yörünge izler. Bu ilginç fenomen, uzayın gizemli dansının ne kadar karmaşık olduğunu gösteriyor.

Gök cisimlerinin tuhaf yörüngelerinin, sadece uzayın gizemli doğasını anlamamıza yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda gezegenlerin ve diğer gök cisimlerinin hareketlerini tahmin etmek için önemli bir rol oynuyor. Bu gizemli yolları keşfetmek, uzayın sonsuz bilinmeyenlerine bir adım daha yaklaşmamıza yardımcı olabilir.''

Malhotra, gök cisimlerinin tuhaf yörüngelerinin ardındaki sırları keşfetmek için daha fazla gözlem ve araştırmaya ihtiyaç olduğunu bildirdi.
 

Editör: EYYUP KAÇAR