Şili kıyılarındaki derin denizleri araştıran bilim insanları, "akıllara durgunluk veren" bir keşif gezisi sırasında 100'den fazla yeni deniz türü ve devasa su altı dağları keşfetti.
Schmidt Okyanus Enstitüsü'nün araştırma gemisi Falkor'da gerçekleşen keşif gezisi, Şili kıyısı açıklarında bulunan ve dünya üzerindeki en yüksek binalardan dört kat daha büyük olan devasa su altı dağlarına odaklandı.
Yapılan keşifte, dünyanın dört katı büyüklüğündeki deniz tabanları, tuhaf deniz yaratıkları ve bilimsel harikalarla dolu bir hazine gün yüzüne çıktı.
Araştırmacılar, keşif sırasında 100'den fazla yeni deniz türü keşfederken, özellikle süngerler gibi bazı gruplar için bu miktarın "akıllara durgunluk verici" olduğunu belirtti.
Ayrıca, deniz tabanında yükseklik bakımından dünya üzerindeki en yüksek binadan dört kat daha uzun olan yeni deniz dağları keşfedildi. Bu devasa yapıların, dünya üzerindeki yaşamın çeşitliliğini anlamak için önemli bir kaynak olabileceği belirtildi..
Araştırmacılar, keşfedilen yeni türlerin çoğunun soğuk su mercanları ve sünger bahçeleri gibi hassas habitatlarda yaşadığını vurgulayarak, bu alanların trol avcılığı ve derin deniz madenciliği gibi tehditlere karşı korunması gerektiğini ifade etti.
Bu yeni türlerden bazıları, Juan Fernández ve Nazca-Desventuradas deniz parkları tarafından yasal olarak korunsa da, Nazca ve Salas y Gómez sırtları boyunca uzanan deniz dağları şu anda korumasız durumda.
Araştırmacılar, keşfettikleri biyolojik çeşitlilik karşısında hayrete düştüklerini belirtirken, bu keşfin, Güneydoğu Pasifik'teki deniz dağlarının haritasını çıkaran bir dizi önemli keşif gezisinin sonuncusu olduğunu vurguladılar.
OKYANUSLARIN SADECE YÜZDE 5'İ KEŞFEDİLMİŞ
Bu arada, ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi'nin (NOAA) raporuna göre, okyanus tabanının yüzde 95'inin henüz keşfetmemiş durumda. Öyle ki Mars'ın yüzeyini bile okyanuslardan daha iyi biliyoruz.
Uzmanlar, okyanuslar araştırıldıkca yeni bilinmeyen türlerin kesşfedilebileceğini kaydetti.
(Livesience)
