Hanları, hamamları, surları, camileri ve kiliseleriyle Diyarbakır, 33 medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir.
Anadolunun en eski yerleşim birimlerinden biri olan ve bir çok medeniyetten izler taşıyan Diyarbakır, farklı inanç gruplarının binlerce yıl, birlikte kardeşçe yaşadığı topraklar. Kentte bulunan her yapı, bünyesinde farklı bir hikaye barındırır. Bunlara iki örnek Ulu Cami ve Hz. Süleyman Cami.
İşte güzel görüntüler eşliğinde iki mabedin hikayesi;
Ulu Cami
M.S. 639 yılında Diyarbakır'a egemen olan müslüman Araplar tarafından şehrin merkezindeki en büyük mabedin (Martoma Kilisesi) camiye çevrilmesiyle oluşturulmuştur. Daha sonra 1091 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Melikşah'ın buyruğu ile büyük bir onarım gördüğünü, değişik dönemlerde birçok kez onarım ve eklentilerle bugünkü şeklini aldığını kitabelerinden öğrenmekteyiz. 1115 yılında geçirdiği yangın ve deprem sonucu içerisindeki kemerler, sütunlar ve bezemeli taşlar hepsi yıkılmıştır. Dışarıda bulunan mermer taşları bu tarihten sonra yayılmıştır. Erken İslam döneminin ünlü Şam Emeviye Cami'nin (benzerliklerden dolayı) Anadolu'ya yansıması olarak yorumlanan Diyarbakır Ulu Cami, İslam aleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul edilmektedir. Ayrıca Camide sibernetiğin babası olarak kabul edilen ünlü bilgin El Cezeri'nin yaptığı güneş saati bulunmaktadır.
Hz. Süleyman Cami
Hazreti Süleyman Camii, Nasiriyye Camii Meşhed Camii, Murtaza Paşa Camii ve Kale Camii olmak üzere birçok isimle anılmaktadır. Minaresindeki kitabelerden anlaşıldığı üzere Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından 1155-1160 yılları arasında yaptırılmıştır.
İç Kalede, Oğrun Kapı'nın güneyindeki burcun kenarında yer alan caminin en önemli özelliği Hz. Ömer döneminde Diyarbakır’ın fethinin buradan başlamasıdır. Caminin bitişiğinde Osmanlılar Dönemi'nde yapılan Halid Bin Velid’in oğlu Süleyman ile Diyarbakır’ın İslam orduları tarafından alınışı sırasında şehit düşen diğer sahabelerin burada yattığı Meşhed bulunmaktadır. Sahabelerin burada olması burayı bir ziyaretgâh haline getirmiştir. Yapı günümüzde de geçmişten gelen önemini korumakta ve hala ziyaret yeri olma özelliğini devam ettirmektedir.
(Görüntüler; Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Abdullah Çiftçi’nin sosyal media hesabından alınmıştır.)