Yeni teleskop teknolojileri sayesinde Dünya'dakine benzer yaşamı destekleyebilecek binlerce potansiyel gezegen keşfedildi. Bilim insanları, gözlemlenebilir evrende yaklaşık 200 milyar trilyon yıldız olduğunu ve bu nedenle bir yerlerde yaşamın olması ihtimalinin yüksek olduğunu belirtiyor.

Yaşamın tanımı hala belirsizliğini koruyor olsa da, bilim insanları yaşamı bilgi işleyebilen, düşük entropi durumunu koruyabilen, kendi kendini idame ettiren bir kimyasal sistem olarak tanımlıyor.

Dünya'daki yaşamın DNA, RNA ve proteinlerin etkileşimine dayandığı bilinirken, evrende tamamen farklı ilkelere dayanan yaşam formları da olabilir.

Yaşamın kökenleri hakkında farklı hipotezler bulunuyor. Bir hipoteze göre, yaşamın yapı taşları meteoritlerle Dünya'ya taşındı. Diğer bir hipotez ise, bu yapı taşlarının Dünya'nın erken dönemlerindeki ortamlarda kendiliğinden bir araya geldiği yönünde. Ancak henüz hiçbir laboratuvar, Dünya'daki ilk hücresel yaşamın nasıl oluştuğuna dair kesin bir yol sunamadı.

Birçok organik molekülde gözlemlenen kiralitedeki hafif dengesizlik, Dünya'daki yaşamın dünya dışı yaşam tarafından organik moleküllerin taşınmasıyla ortaya çıktığının bir göstergesi olabilir. Bu durum, başka bir yerde ortaya çıkan yaşamın torunları olabileceğimizi düşündürüyor.

Gökbilimci Frank Drake tarafından geliştirilen Drake denklemi, galaksimizdeki tespit edilebilir medeniyetlerin sayısını tahmin etmek için bir çerçeve sunuyor. Bu denklem kullanılarak yapılan iyimser bir tahmin, sadece Samanyolu'nda 12.500 akıllı uzaylı medeniyetinin var olabileceğini öne sürüyor.

Arefe günü hangi ibadetler yapılır?
Arefe günü hangi ibadetler yapılır?
İçeriği Görüntüle


 

Kaynak: livesience