Bir zamanlar dev ve hantal yaratıklar olarak tasvir edilen dinozorlar, 1964 yılında paleontolog John Ostrom’un Deinonychus adlı çevik türü keşfetmesiyle bambaşka bir kimlik kazandı. Bu buluş, bilim dünyasında “dinozor rönesansı” denilen dönemi başlattı. Artık dinozorlar, sadece büyük değil aynı zamanda hızlı, atletik ve aktif canlılar olarak görülmeye başlandı.
Londra’daki Doğa Tarihi Müzesi’nden Dr. Susannah Maidment’a göre, en hızlı dinozorlar büyük olasılıkla Ornithomimosauria (devekuşu benzeri dinozorlar) grubuna aitti. Uzun bacak kemikleri, hafif vücut yapısı ve kas bağlantı noktalarının üst konumda olması, bu canlılara mükemmel bir koşu ergonomisi kazandırıyordu.
ADIM UZUNLUĞU VE AYAK İZİ ÜZERİNDEN HESAPLAMALAR
1970’lerde zoolog Robert McNeill Alexander, dinozor izlerinden hız tahmin etmeye çalıştı. Ancak bu yöntemin önemli bir eksisi vardı: Bu izler genellikle yavaş yürüyüş anlarına aitti. Dolayısıyla maksimum hız hakkında kesin bilgi sunmuyordu.
Daha doğru sonuçlar için evrimsel robotik ve biyomekanik modelleme teknikleri devreye girdi.
Manchester Üniversitesi’nden Prof. Dr. William Sellers, beş farklı dinozor türünün iskeletlerini bilgisayarda simüle etti. Bu modellerde kas, tendon ve fiziksel kurallar hesaba katıldı.
Sonuçlar şaşırtıcıydı:
Compsognathus: 64 km/s
Velociraptor: 39 km/s
Tyrannosaurus rex: 28,8 km/s
Küçük yapısıyla Compsognathus, listedeki zirveye yerleşti. Dev T. rex ise hantal yapısı nedeniyle en alt sırada kaldı.
''YA DİNOZOR HALA YAŞIYORSA''
Suffolk Üniversitesi’nden paleontolog Eugenia Gold, dinozorların evrimsel mirasının kuşlar olduğunu hatırlatarak, ''Bu varsayımı kabul edersek, yaşayan en hızlı 'dinozor' aslında bir kuş: doğan. Avına dalarken saatte 322 kilometre hıza ulaşan bu yırtıcı kuş, gökyüzünün tartışmasız şampiyonu!'' dedi.
KARA MI, GÖK YÜZÜ MÜ?
Bilimsel modellere göre, kara üzerinde en hızlı dinozorun şu an için Compsognathus olduğu bildirildi. Ancak ''yaşayan dinozorlar'' yani kuşların da bu yarışta sayılırsa, tahtın gerçek sahibinin ''doğan'' olduğu belirtiliyor.
