Diyarbakır'da Osmanlı döneminde 24 ayrı çeşidi yetiştirilirdi ve önemli gelir kaynaklarından biriydi.

Köklü tarihi 12 bin yıl önceye uzanan ve 9 bin yıl süresince yaşamın kesintisiz devam ettiği Diyarbakır, kültürel kimliğinin yanı sıra tarihte güller şehri olarak da tanınırdı. 

24 ÇEŞİDİ DİYARBAKIR'DA YETİŞTİRİLİYORDU

Güll1

Kültür, sanat, ekonomi ve siyaset gibi hemen hemen her alanda etkin rol oynayan kentin unutulan ya da pek öne çıkmayan bir özelliği de gül şehri olması. Diyarbakır bir asır öncesine kadar da gül bahçelerinin olduğu bir kent konumundaydı.

Diyarbakır Park 75'te yoga şöleni Diyarbakır Park 75'te yoga şöleni

Kente, Yediveren, Muhammedi, yüz yaprak, Nesrin, sarmaşık, sultan, yabani beyaz çeper asma, Viktorya, pembe esans, dantel amor, Cevat Paşa, Hacı İbrahim, Rumkale Arif bey, Mikado, üç renk, Malatya, fes kırmızısı, açık sarı, koyu sarı, krem ve beyaz adı verilen güllerin yetiştirildiği bahçelerle süslüysü.

Özellikle gül bahçelerinin yoğun olduğu Seyrantepe'de rüzgâr estiğinde buradaki güllerin kokusunun şehir merkezine kadar yayıldığı belirtiliyor.

SADECE DİYARBAKIR'DA YETİŞEN GÜL; VİKTORYA

Güll

Prof. Kenan Haspolat, Diyarvbakır'ın Viktorya gülü gibi olduğunu ve 24 çeşit gül arasında bulunan Viktorya Gülü'nün sadece Diyarbakır'da yetiştiğini söyledi.

''Diyarbakır geçmişteki gibi güllerle donansın, hemen her yerde gül olsun. Gül olsun ve Diyarbakırlının yüzü gülsün'' diyen Haspolat, Diyarbakırlıların gül sever olduklarını belirtti.

Kentin Hacı İbrahim Gülü diye ünlenen bir gülü daha olduğunu ifade eden Haspolat, yüksek dalları bol dikenli, pembe ve ebru renklerini taşıyan bu gülün yılda yedi kere gül yüzünü insanlara gösterdiğini kaydetti.

MUHAMMEDİ GÜLÜ

Gülll2

Anadolu'nun binlerce yıldır yetiştirdiği bir gül türü, Diyarbakır'da "Muhammediye Gülü" olarak tanınır ve özel bir yere sahiptir. 

Bu gül, pembe tonlarda açan, solmayan ve daima canlı, parlak ve doğal mis gibi kokan özellikleriyle bilinir. Şehir halkı bu eşsiz gül için uygun bir isim bulmuştur; Muhhamedi Gülü.

Özellikle kokulu güllerin Hazreti Muhhamedin sembolü olarak kabul edildiğini kaydeden hasolat, şöyle dedi:

''Diyarbakırlıların ençok sevdikleri gül 'Muhammedi' güldür. Bu gülün, hem kokusu, hem görüntüsü fevkalade güzeldir. Bu gül Peygamber Efendimizin sembolü olarak kabul edilir. O, 'gül kokulu Muhammed' olarak anılır ve bu nedenle gül kokusunu içine çekenler, ruhlarının huzurunu buldukları anlarda Peygamber Efendimize salavat getirirler. Gül kokusuyla başımızı döndüren birçok çiçek ve bitki var elbette, ancak hiçbiri bülbüllerin bile aşık olduğu gülün tahtını sarsamaz.''

Yapılan bilimsel araştırmalar, gül kokusunun diğer kokulardan daha güçlü olduğunu belirtir. Gül kokusu, sevgiyi, saflığı, sadeliği ve birliği simgeler.

GÜL İHRACATI

Gülll4

Diyarbakır'da Osmanlı döneminden bir asır önceye kadar yetiştirilen ve şehir için önemli bir gelir kaynağı olan güllerden biri olan Muhammediye Gülü ençok yetiştirilen güller arasında yere alıyorduı.

Diyarbakır'da, Muhhamedi gülün yanı sıra çeşitli türlerde güllerin yetiştirildiği  gül bahçeleri bulunuyordu.

Güllerin, yurt içindeki tüketiminin yanı sıra yurt dışına da ihraç edildiği ve güller yetiştiriciliğinin kentin önemli gelir kaynaklarından biri olduğu ifade ediliyor.

Güllerden, gül suyu, reçel, şerbet yapıldığı ve gülün tıbbi amaçlarla da kullanıldığı kaydediliyor.

Gül şerbetinin, kalp çarpıntılarına iyi geldiği ve sindirimi kolaylaştırdığıo, göz ağrılarına ve kaşıntılara iyi geldiği ve gülün kökleri eskiden bakır kaplarda yakılarak cilt hastalıklarının tedavisinde kullanıldığı söylenir.


 

Editör: EYYUP KAÇAR