"Hıdırellez", Hızır ve İlyas kelimelerinin birleştirilmesi sonunda ortaya çıkmıştır.

Halk inancına göre, peygamber olan Hızır ile İlyas, her yıl sadece bir kez buluşuyor. Hızır peygamberin karada, darda kalan kişilere yardım ve kılavuzluk ettiği, aynı zamanda bolluk getirdiğine, İlyas peygamberin de suların koruyucusu olduğuna inanılır.

Hıdırellez, mevsimlik bayramlardandır. Halk arasında yaz mevsiminin başlangıcı olarak kabul edilir. Her yıl 6 Mayıs günü yurt genelinde kutlanmaktadır. Dünya tarihinin en eski mevsimlik bayramlarından olan Hıdırellez, doğanın canlanmasını simgelemektedir; 

HIDIRELLEZ NEDEN KUTLANIR?

Hıdırellez kutlamaları, insan ve doğa arasındaki uyum sağladığı ve doğa sevgisini, hoşgörü ve yardımlaşma duygularını pekiştirip, geleneksel kültür ve doğal değerlerimize ilişkin koruma bilincinin güçlendirilmesine katkı sağlamaktadır.

İnanca göre Hızır ile İlyas, her yıl 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece bir gül ağacı altında buluşmaktadır. Dolayısıyla bu iki kutsalın buluştuğu günün, temas ettikleri her şeyin de insanlara bereket, kısmet ve sıhhat getirdiğine inanılmaktadır.

Dilek dileyenlerin gül dalına, ağaçlara bez bağlaması, hastaların çimenler üzerinde yuvarlanması, o gecenin suyuyla yıkanıp arınmaları bu inanıştan kaynaklanmaktadır. 

DİYARBAKIR'DA HIDIRELLEZ GELENEĞİ

Hıdırellez

Diyarbakır'da Hıdırellez günü Ciğaret adıyla ayrı bir tören yapılır. Diyarbakırlılar baharın bu taze havasını teneffüs etmek ve yemekle bedenlerinin sağlık ve canlılık kazanacağı inanışı vardır.

Hızır'ın eli değdiği her şeyin dolup taştığı rivayeti nedeniyle Hızır günü arifesinde yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağzı açık bırakılır.

Diyarbakırlılar 6 Mayıs günü ise güzel elbiselerini giyip, piknik sepetlerini yiyeceklerle doldurup yeşil alanlara, Dicle Nehri kıyılarına çıxarıya (pikniğe) giderler. 

Adeta şehir boşalır, aileler akın akın yeşil alanlara, piknik alanlarına ve  Dicle Nehri kıyısına giderler. 
 
Diyarbakırlılar, burada, yani gittikleri yeşil ve piknik alanlarında mutlaka ciğer ve etlerden oluşan mangallar yakarak kebap ve ızgara yapıp akşama kadar eğlenirler. 

İşte bu ciğer ve etten oluşan kebaplar, ızgaralar ve yemekler yapıldığı için de Diyarbakırlılar buna “ciğaret” derler.

DİYARBAKIR'DA CİĞARET TÖRENİ 

"Hızır Hakkı" için kuzu kesmek, Hızır geleneğinin yayıldığı her yerde görülen genel bir adettir.

Diyarbakır'da Ciğaret adıyla ayrı bir tören yapılır. Baharın bu taze kuzusunu yemekle bedenlerin sağlık ve canlılık kazanacağı inanışı vardır.

Şehrin surları dört kapıya sahip. Bunların yanında geniş ve güzel bağlar mevcuttu. Aileler, Hıdırellez günü güzel kıyafetler ve süslerle, buralara gezmeye giderlerdi. Aynı şekilde Dicle kıyılarında açık hava ziyafetleri düzenler ve eğlenirlerdi.

Kabul gören genel kanaate göre kadın ve erkekler ayrı-ayrı ziyafetler düzenler ve mahalleliyi, dünürleri, tanışları, ahbapları, arkadaşları davet ederlerdi. Amaç Hıdırellez günü sadece beraber olmak, sohbet etmek, ağırlamak ve eğlenmekti. 

Kadınların düzenlediği ziyafetin tadı başka olurdu. Bu eğlencede sazları def, santur ve maşa adı verilen ve uda benzeyen çalgılar, Erkeklerin ziyafetinde ise kemani, kanun, dımbeke adı verilen bir darbuka ve flüte benzeyen çığartman adında bir saz olurdu.Halk ailecek surların dışında bulunan ovalara giderdi.

Çiçeklenmiş bademlik bahçelerine gidilirdi. Mayısta gül bahçelerine gidilirdi. Bunlar arasında en ünlüsü Götürmez bahçesiydi. Alipınar ve Kıtırbıl bahçelerine de gidilirdi. 

HIDIRELLEZ KÖKENİ

Hızır ve Hıdırellezin kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır. Bunlardan bazıları Hıdırellezin Orta Asya, Ortadoğu ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya Türk kültür ve inançlarına ait olduğu yolundadır. 

Ancak Hızır düşünüşünü tek bir kültüre mal etmek olanaksızdır. İlk çağlardan itibaren Mezopotamya, Anadolu, İran,Osmanlı itibâriyle Balkanlar ve hatta bütün Doğu Akdeniz ülkelerinde bahar ya da yazın gelişiyle belli başlı sevinç kutlamaları yapılmaktadır. 

Kimi yazılı eserler bu tipteki en eski ritüellerin milattan evvel Mezopotamya'daki Ur şehrinde yapıldığını göstermektedir. 

Kışın bitişiyle "Tammuz" ismi altında kutlanan bu ritüeller Mezopotamya ovasını sulayan Fırat ve Dicle Nehirlerini uyaran gücünü temsil etmektedir.

Halk arasında Hızır'ın sahip olduğuna inanılan vasıflar insanlara şifa, sağlık, uğur getirdiği tabiattaki diriliş, uyanış ve canlılığın insana yansıması şeklinde ortaya çıkar.

HIDIRELLEZ İSLAMİYET'TE VARMI? 

Kur'an'da Kehf Suresi'nde (60-82) Musa ve bir gencin kıssası anlatılmaktadır. Kehf Suresi'de dahil olmak üzere hiçbir yerde Hızır ismi geçmemektedir. Ancak çeşitli hadislerde bu şekilde anılmaAktadır. 

Olayın yaşandığı yer için "iki denizin birleştiği yer" denilmektedir. Uzun bir yolculuk yapan Musa ile yanındaki gencin beraberlerinde, yemek için getirdikleri balığın kaçması ile başlayan olay sonrasında, 65. ayette "Derken kullarımızdan bir kul buldular.

HIDIRELLEZ KUTLAMAK GÜNAH MI? CAİZ Mİ?

Hıdırellez, dinden ziyade kültürel bir gelenektir. Fakat İslam inancına göre Hıdırellez kutlamak günah değildir. Ancak batıl olan hiçbir uygulamayı dinimiz kabul etmez. 

AHıdırellez kutlamalarını batıl ve hurafelerle doldurmak doğru değildir.